Millî Eğitim Bakanı Özer, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında 8. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenecek merkezî sınavın 5 Haziran 2022’de yapılacağını açıkladı. Sınava katılacak öğrencilere yardımcı kaynaklar, örnek sorularla destek olmayı sürdüreceklerini belirten Özer, “İnşallah rahat bir şekilde çok stres yapmadan sadece bizim o gönderdiğimiz, yayımlamış olduğumuz soruları, çalışma fasiküllerini de takip ederek rahat bir şekilde hazırlanabilecekler.
LGS sınavıyla sadece yüzde 10’luk, yüzde 13’lük dilimdeki okullara öğrenci alınıyor, yani diğer aslında liselere geçiş sistemi bağlamında. Yani 90’ı zaten sınavsız bir şekilde yerleştiriliyor ve istedikleri okul türlerine yerleşebilme imkânı var. Son yıldaki LGS yerleştirmelerine, yüzde 92’si ilk 3 tercihindeki bir okul türüne yerleşebildi. Köklü değişiklikler yerine iyileştirme kültürünü sisteme enjekte etmemiz gerekiyor, LGS’de de bunu gösterdik. LGS’de kitleleri panikleten yine mi bir değişiklik olacakla ilgili hiçbir sürpriz yapmadık, sadece süreci iyileştiren adımlar attık, çok daha suhuletli bir şekilde yerleşme imkânı oldu ve öğrencilerin, velilerin memnuniyeti de arttı.”
“1,5 ay gibi kısa sürede 164 yeni mesleki eğitim merkezi kurarak tüm OSB’lerde mesleki eğitim merkezinin kurulumunu tamamlamış olduk.”
“Başkent Kulisi” programında mesleki eğitimdeki eğitim, üretim, istihdam ilişkisine dair açıklamalarda bulunan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, aslolanın iş gücü piyasasında yapay zekâ, otomasyon gibi değişen becerilere göre eğitimi dizayn etmek olduğunu belirtti. Bakanlık olarak son yıllarda en önem verdikleri eğitim türlerinden birinin mesleki eğitim olduğunu belirten Özer, sektör temsilcilerinin mesleki eğitimin tüm süreçlerine dâhil edildiğini söyledi.
Bu alanda sürekli bir yenilenme olduğunu ifade eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim alan öğrencilerin işletmedeki beceri eğitimini sektör temsilcileriyle birlikte planlıyoruz. Aynı zamanda mesleki eğitimin kalitesiyle doğrudan ilişkili olan meslek öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini de işverenlerle birlikte planlıyoruz. İşverenler başarılı öğrencilere burs takviyesinde bulunuyorlar ve en önemlisi mezun olduklarında istihdamda öncelik sağlıyorlar. Bu o kadar önemli bir dönüm noktası ki yani artık Türkiye’de mesleki eğitim verdiğimiz tüm alanlarda sektör temsilcileri, işverenler mesleki eğitimin her tarafında ve mesleki eğitim verdiğimiz tüm alanlarda eğitim programlarını ulusal meslek standartlarıyla uyumlu hâle getirdik, bu otomatik olarak öğrencilerin mesleki eğitime yönelimlerini de değiştirdi.”
Kat sayı uygulaması nedeniyle yönelimin azaldığı mesleki eğitimin atılan adımlarla yüzde 1’lik başarı diliminden öğrenci almaya başladığını hatırlatan Özer, bunun artık mesleki eğitimde bir dönüşümün başladığını gösterdiğini dile getirdi. Mesleki eğitimin mesleki teknik Anadolu liseleri ve mesleki eğitim merkezlerinde verildiğini anlatan Bakan Özer, “1.3 milyon öğrencimiz mesleki teknik Anadolu liselerinde eğitim alıyor; 159 bin, yaklaşık 160 bin öğrencimiz de mesleki eğitim merkezlerinde eğitim alıyor. Mesleki teknik Anadolu lisesi mezunların istihdam oranı çok yüksek, yüzde 57’ler civarında yani diğer lise türlerine göre yüksek. Mesleki eğitim merkezlerinde ise eğitim alınan alanda istihdam oranı yüzde 88.” bilgisini verdi.
Organize sanayi bölgelerinde (OSB) mesleki eğitime ilişkin güncel bilgileri paylaşan Özer, şunları kaydetti: “Türkiye’de 251 tane OSB var, organize sanayi bölgesi var, yaklaşık 1,5 ay önce 87 tane OSB’de mesleki eğitim merkezimiz vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız hatırlarsanız bir kabineden sonra tüm OSB’lerde mesleki eğitim merkezi kuracağımız müjdesini vermişti, biz İstanbul’da Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’la bir protokol imzaladık. Tuzla OSB’de ve 1,5 ay gibi kısa sürede 164 tane daha yeni mesleki eğitim merkezi kurarak tüm OSB’lerde mesleki eğitim merkezinin kurulumunu tamamlamış olduk. Dolayısıyla OSB’lerdeki tüm sektörler çırak, kalfa, usta ihtiyacını orada kurmuş olduğumuz mesleki eğitim merkezleri üzerinden karşılayabilecekler, bu müthiş bir şey, yıllardan beri özlenen bir durum aslında. Yan tüm OSB’lerde, sektörün kümelendiği yerlerde, mesleki eğitim okullarının yaygınlaştırılması…”
Mesleki eğitim merkezlerinin avantajlarına da değinen Özer, “Kaydolmak için ortaokul mezunu olmak yeterli, yaş sınırlaması yok. Yani normalde mesleki teknik Anadolu lisesi eğitim çağı nüfusuna hitap eder ama mesleki eğitim merkezine 30 yaşındaki bir vatandaşımız da katılabilir. Mesleki eğitim merkezinde 4 yıllık eğitimde her ay asgari ücretin 3’te biri kadar ücret…
Mesleki eğitime devam edenlerin ücretlerinin tamamını karşılamasına yönelik 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan düzenlemenin bir kırılma noktası olduğunu belirten Özer, şöyle devam etti: “Yeni durumda yani 2022 yılı itibarıyla mesleki eğitim merkezine devam eden herkes en az 1.400 lira para alacak. Aynı zamanda şu andaki mevcut kalfalar da bundan yararlanacak, asgari ücretin yarısı kadar, 2.125 TL kadar para alacaklar. Düşünün müthiş bir cazibe var, dolayısıyla hem işveren için cazip hâle geldi, hem de mesleki eğitim merkezlerine devam edecek kişiler ve vatandaşlarımız için de cazip hâle geldi.”
Patent, faydalı model, marka ve tasarım tescilinde hedef yüzde 100 oranında aşıldı
Mesleki eğitimde üretim kapasitesini artırırken öğrencilerin becerilerini artırmayı hedeflediklerini söyleyen Özer, 2018 yılında Türkiye’deki 3 bin 574 mesleki teknik Anadolu lisesindeki üretim kapasitesinin 217 milyonken 2021 yılının 11 ayında 700 milyonlara çıktığını, 12 ayın sonunda 800-900 milyonlara çıkacağını belirtti. Bakan Özer, öğrencilerin üretimden aldığı payın yüzde 50’lilerin üzerinde artarak 42 milyona, öğretmenin almış olduğu payın da 102 milyona çıktığını paylaştı. Fikrî mülkiyet ve sınai hakların bir toplumun ekonomik kalkınmasındaki en kritik unsurlardan olduğunu aktaran Millî Eğitim Bakanı Özer, bu nedenle Türk Patent ve Marka Kurumuyla bir anlaşma imzalayarak tüm okullarda bu konuda seferberlik başlatıldığını belirtti. 2021 yılında 753 ürünün patentini almayı hedeflediklerini anlatan Özer, “Şu an itibarıyla 1.532 tane patent, faydalı model, marka ve tasarım tescili alındı yani yüzde 100 oranında hedefi aştık.” diye konuştu.
Öğretmenlik meslek kanunu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı öğretmenlik meslek kanuna ilişkin bir soru üzerine buradaki en kritik noktanın öğretmenliğin bir kariyer mesleği hâline gelmesi olduğunu belirten Özer, şunları söyledi: “Adaylık kaldırma sınavı olmayacak artık, onun yerine öğretmenlerin mesleki gelişimlerini destekleyecek eğitim programlarıyla süreç yönetilecek. Öğretmenlerimiz atandıkları zaman, okullara gittikleri zaman hemen sınıfı devralıp eğitime başlamayacak, 3 aylık bir eğitimden geçecekler, mentör öğretmenle o süreci yönetecekler ve mesleki gelişimlerini destekleyecek ilave eğitimler alacaklar, ondan sonra artık sınıfları devralacaklar. Bir de uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik kariyer sistemi içerisinde yerini alacak. 10 yıl deneyimi olan öğretmenlerimiz belli bir eğitim, onlar için hazırlamış olduğumuz eğitimi tamamladıktan sonra bir yazılı sınava -ki onun içeriği de bu eğitimle doğrudan ilişkili olacak- girecekler, başarılı olan öğretmenlerimiz uzman öğretmen olacaklar ve ilave olarak bir derece ve bin TL’lik özlük hakkından yararlanmış olacaklar, özlük haklarında ciddi bir iyileşme olacak. Eğer yüksek lisans veya doktora yapmışlarsa bu uzman öğretmenlik yazılı sınavından muaf olacaklar. 10 yıl uzman öğretmen olanlar da yine onlar için hazırlanmış olan eğitim süreçlerini başarıyla tamamladıkları zaman ve yazılı sınavda başarılı oldukları zaman da başöğretmen olacaklar. Onlar da yine bir derece ve 2 bin TL özlük haklarında iyileşme gerçekleşmiş olacak.”
“Yarıyıl tatilinde öğretmenlerimizin eğitim alma zorunluluğu yok”
Yarıyıl tatilinde öğretmenlerin mesleki gelişim çalışmaları ile ilgili yöneltilen soru üzerine Öğretmen Bilişim Ağı’na (ÖBA) ilişkin detaylar paylaşan Özer, “Artık öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerinin ötesinde iklim değişikliğinden dijital okur-yazarlığa, fikrî mülkiyetten işte çevre bilincine kadar çok farklı alanlarda farklı eğitimler düzenleyeceğiz, kütüphane kullanımına kadar. Biliyorsunuz kütüphaneyle ilgili ciddi bir yaygınlaştırma kampanyasına başladık ama bu yarıyıl tatilinde öğretmenlerimizin bu eğitimleri alma zorunluluğu yok, gönüllük esasına göre isteyen öğretmenlerimiz bu imkândan yararlanabilecektir.”
“Kütüphanesiz Okul Kalmayacak”
Bakanlık olarak her okulun fiziki altyapı, laboratuvar, kütüphane, bilişim altyapısı konusunda aynı imkânlara sahip olmasını çok önemsediklerini belirten Özer, “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” projesinin de bu bağlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile birlikte hayata geçirildiğini anlattı. Özer, “Bugün itibarıyla 15 bin okulumuza yeni kütüphaneyi tamamlamış bulunuyoruz ve 1 hafta içerisinde de tüm hepsi tamamlanıyor, herhangi bir problemimiz yok ve 2021 yılı sonu itibarıyla tıpkı OSB’de yaptığımız gibi, mesleki eğitim merkezi olmayan OSB kalmadı diyebildiğimiz gibi, 31 Aralık günü inşallah İstanbul’da kapanışını yapacağız Hanımefendi’nin katılımıyla orada tüm Türkiye’ye açıklayacağız, diyecek ki tüm okullarda kütüphanemiz kuruldu.” dedi.
“2021 yılı bitmeden tüm Türkiye’de 5 bin yeni ana sınıfı hizmete alındı”
Dünyadaki tüm eğitim sistemlerinde en büyük problemin fırsat eşitliği olduğunun altını çizen Özer, bu nedenle okul öncesi eğitime erişim kapasitesinin artırılmasını çok önemsediklerini belirtti. Öğrencilerin ilkokul birinci sınıfa başladıklarındaki hazır bulunuşluk farklarını minimize etmek istediklerini dile getiren Özer, şöyle konuştu: “Bunun için hedefimizi koyduk, 3 yaştaki yüzde 14 olan okullaşma oranını 2022’nin sonunda yüzde 50’ye, 4 yaş grubundaki yüzde 35 olan okullaşma oranını 2022’nin sonunda yüzde 70’e… 5 yaşındaki yüzde 78 olan okullaşma oranını 2002’nin sonunda yüzde 100’e ulaştırmayı hedefliyoruz. 2022’nin Şubat ikinci dönemin başlangıcında bunun için 3 bin tane yeni anaokulu yapacağız, 40 bin tane de yeni ana sınıfı yapacağız. 40 ana sınıfının 5 binini 2022’nin Şubat ikinci dönemin başlangıcına yetiştireceğimizi vaat etmiştik, onu bugün itibarıyla yaptık, yani 5 bin ana sınıfı 2021 bitmeden tüm Türkiye’de hizmete alındı ve 87 bin yeni öğrencimiz bu imkândan yararlanmaya başladılar.
Aksaray’da yaşanan olay
Aksaray’ın Ortaköy ilçesinde öğrencisini darbeden öğretmen hakkında açıklama yapan Özer, şöyle konuştu: “Okullarımızda, tüm eğitim sistemimizde, öğretmenin öğrenciye, öğrencinin öğretmene, öğrencinin öğrenciye, öğretmenin öğretmene uyguladığı zorbalık ve şiddete sıfır tolerans gösteriyoruz. Tüm süreçleri takip ediyoruz. Sadece Aksaray değil, İzmir’deki olayda da Bakanlığımız, valilerimiz ile il millî eğitim müdürlerimiz ile tüm süreçleri takip ediyor. Yani herkes için, çocuklarımız için, öğretmenlerimiz için eğitim kurumlarını güvenli hâle getirmekle ilgili en ufak bir tavizimiz yoktur. Sonuna kadar süreçleri takibe devam edeceğiz ve gerekli her türlü işlemleri tesis ettiğimiz gibi bu kültürü de inşallah okullarımızda yaygınlaştırırız. Sadece öğretmen ile öğrenciye değil, akran zorbalığına da sıfır tolerans.”
Kaynak: MEB