Bizimle iletişime geçin Email: info@conthealthme.com

Eğitim

Bakan Özer, Cnn Türk’te Eğitim Gündemini Değerlendirdi

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, CNN Türk’te Gece Görüşü programında eğitim gündemine ilişkin soruları yanıtladı.

Yayınlandı:

, Tarih:

Bakan Özer, Cnn Türk'te Eğitim Gündemini Değerlendirdi

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Omicron varyantı ve son Kovid-19 vaka sayılarının hatırlatılarak, Bakanlığın bu süreçte yüz yüze eğitimle ilgili planlamalarının sorulması üzerine Özer, 6 Eylül’den itibaren başlattıkları yüz yüze eğitimde sınıf bazlı uygulamayı çok başarılı şekilde yürüttüklerini ifade etti.

Kovid-19’a karşı tüm dünyada aşı, maske, mesafe ve temizlik kurallarının uygulandığını, Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bilim Kurulu ile koordineli bir şekilde süreci çok başarılı bir şekilde yönettiklerini ifade eden Özer, “Türkiye genelinde 850 bin sınıf var. Bugün itibarıyla 3 bin 451 sınıfımızda Kovid-19 veyahut yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verildi.” bilgisini verdi.

Öğretmenlerde aşılanma oranı yüzde 94
Şu an için Bakanlık olarak alarm verecekleri bir durumun olmadığının altını çizen Özer, “Süreci yakinen izliyoruz. Ve eğer belli bir aşamaya belli bir eşiğe gelirse önlemlerimizi tekrar gözden geçirebiliriz. Sağlık Bakanlığı ile görüşürüz, Sağlık Bilim Kurulu ile tüm önlemleri tekrar gözden geçirebiliriz ama başlangıç noktasındayız. Okullar ilk açılması gereken, son kapatılması gereken yerlerdir ve bir kapatma yapılacaksa ilk başlanacak yer okul değildir.” diye konuştu.

Bu süreçteki en büyük avantajlarının öğretmenlerin aşılanma oranlarının yüksekliği olduğunu söyleyen Özer, en az 2 doz aşı olmuş ve hastalığı geçirerek bağışıklık kazanmış olan öğretmen oranının yüzde 94, 3 doz aşı olmuş öğretmen oranının yüzde 41 olduğunu ve 4 doz aşı olmuş öğretmen oranlarının da sürekli arttığını aktardı.

Yüz yüze eğitimin önemine dikkati çeken Özer, okulların kapanmasının istenmediğini ifade ederek, “Bu noktaya gelinmiş olması ve toplumda bir mutabakatın ortaya çıkmış olması hakikaten son derece sevindirici. Bu, Omicron dalgasına duyarsız olduğumuz anlamına gelmiyor. Süreci yakından takip ediyorsun. Zaten burada 2 haftalık bir sürecimiz kaldı. Biliyorsunuz 2 hafta sonra yarıyıl tatili devreye giriyor.” ifadelerini kullandı.

“71 bine yakın okulumuzda tüm sınıfları kapatılmış hiçbir okulumuz bulunmuyor”

Yarıyıl tatilinin bir hafta erkene çekilmesi ve uzatılması ihtimalinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Özer, şöyle devam etti: “Bu sık sık konuşuldu, şu an için gündemimizde yok. Şu an için yarıyıl tatilini bir hafta öne almak veya bir hafta sonuna ilave etmekle ilgili herhangi bir planlamamız yok. Sadece süreci yakından takip ediyoruz. Eğer gerekirse bu önlemi alabiliriz ama şu an için bizim bilimsel davranmamız gerekiyor. Yani verili bir şekilde konuşmanız gerekiyor. Verileri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmamız gerekiyor. Şu andaki elimizdeki veriler, yüz yüze eğitime ara vermeyi veya 1 hafta tatili öne getirmeyi gerektirmiyor.”

Şu an Kovid-19 kaynaklı kapanan sınıf sayılarına dikkati çeken Özer, Omicron varyantı olmadan bu sayının 10 binlere çıktığını gördüklerini belirterek, “71 bine yakın okulumuzda tüm sınıfları kapatılmış olan hiçbir okulumuz bulunmamaktadır, Omicron’un bu hızlı yayılımına rağmen. Şu andaki verimiz bu ama bunlar haftaya değişir, bakarız, değerlendiririz. Sağlık Bakanlığımızla istişare ederiz Sağlık Bilim Kurulu ile istişare ederiz, buna göre yeni planlamalar yapabiliriz ama şu an için üzgünüm, eğer birileri tatil bekliyorsa yüz yüze eğitime devam ediyoruz.” diye konuştu.

“23.5 milyon yardımcı kitabı 81 ilimize ulaştırdık”

Öğrencilerin yüz yüze eğiteme çok daha istekli olduklarını belirten Özer, şunları söyledi: “Bir taraftan yüz yüze eğitimi açık tutmaya çalışırken bir taraftan da geçmiş 1.5 yılın kayıplarıyla ilgili dünya kadar etkinlik yapıyoruz. Bu süreçte öğretmenlerimiz Bakanlığın telafi edici mekanizmalarının çok ötesine geçerek derslere başlarken geçmiş kayıplara ilişkin kazanım sağlamak için çok büyük fedakârlık gösterdiler. Bakanlık olarak biz de 10, 11 ve 12. Sınıflarda; ortaokulda 6, 7 ve 8. sınıflarda destekleme yetiştirme kurslarımız hizmet veriyor. 2. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm sınıf seviyelerinde yardımcı kaynaklar verdik. Şu ana kadar 23.5 milyon yardımcı kitabı 81 ilimize ulaştırdık. İkinci dönem ilk defa ilkokul 2. sınıflara da bu kapsamda destek vereceğiz.”

100 milyon kitap hedefi
16 bin 361 yeni kütüphane yaptıklarını hatırlatan Bakan Özer, şu değerlendirmelerde bulundu: “Şu an itibarıyla tüm okullarımızda kütüphane var ve 28 milyon civarında kitap varken bugün itibarıyla 41 milyon kitaba sahip okullarımız. 2022’deki hedefimiz 100 milyon kitaba ulaşmak tüm kütüphanelerde. Başarabilirsek her ay 5 milyon kitapla bu kütüphanelerimizi zenginleştirmeye devam edeceğiz. Okullardaki imkân farklılıklarını azaltmamız gerekiyor. Konumundan bağımsız, tüm okullara her imkânı sağlayalım ki eğitimde imkândan kaynaklanan bir eşitsizlik ortaya çıkmasın. Dezenfektan, maske gibi ihtiyaçları kalmasın diye yaklaşık 722 milyon TL’yi tüm okullarımıza gönderdik. Bu rakam bir önceki Eğitim-öğretim yılında gönderilen rakamın 20 katıydı.”

Son 20 yılda bütçede en büyük payın eğitime ayrıldığını hatırlatan Özer, iki ay içinde tamamlanan Kütüphanesiz Okul Kalmayacak projesini işaret ederek Türkiye’de günde 272 kütüphane yapıldığını kaydetti.

Özer şunları söyledi: “Okulların talep ettiği tüm ihtiyaçları biz karşılıyoruz. 2022’de yeni bir proje başlatacağız: Temiz Okul, Temiz Enerji. 150 milyona yakın ödenekleri tüm illerimize gönderdik. Hızlı şekilde başlayın, tüm okullarımızın tuvaletlerini gözden geçirin. Kantinler, yemekhaneler, tüm okullarımızda hepsini gözden geçireceğiz.

Mesleki eğitim merkezlerinin önemi
Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan yerin mesleki eğitim merkezleri olduğunu vurgulayan Bakan Özer, “Haftada 1 gün öğrenci okula gidiyor, geri kalan tüm günlerde gerçek iş ortamında çalışarak yaparak öğreniyor. Mesleki eğitim merkezine giden öğrenciler her ay asgari ücretin 3’te 1’i kadar maaş alıyordu. Artık mesleki eğitim merkezine kayıt yaptıran öğrencilerde işverenin hiçbir yükümlülüğü yok, tamamını devlet üstlendi. Artık asgari ücretin yarısını alıyor. Aylık 1400 TL civarında her ay ücret alıyor, kalfa olanlar da 2 bin 125 TL civarında maaş alıyor. Yaş sınırlaması da yok. Kanun değişmeden önce mesleki eğitim merkezindeki öğrenci sayısı 150 binlerdeydi, şu anda 250 binlere geldi.” değerlendirmesini yaptı.

Mesleki eğitim merkezlerinin istihdam oranının yüzde 88 olduğunu belirten Özer, “Bugün itibarıyla tüm OSB’lerde mesleki eğitim merkezi kurduk. Bu imkânlardan hem oradaki sektör hem de işe ihtiyacı olan açık bir meslek eğitim kurumu var. Mesleki eğitim merkezine giden öğrencimiz illa sanayide çalışmak zorunda değil, üniversiteye de gidebilir.” dedi.

Öğretmenlik Meslek Kanunu, Türk eğitim tarihinde bir ilk olacak
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, yasalaştığında Türk eğitim tarihinde bir ilk olacağını vurgulayan Özer, şöyle devam etti: “İlk defa öğretmenlerimizin öğretmen adaylıktan başlayarak kariyerlerinin tamamı içerecek bir dizayn oluşturuluyor. Öğretmenlerdeki aday kaldırmayla ilgili sınav kaldırılacak yasalaştığı zaman. Öğretmenlerimizi okullara hazırlamakla ilgili kişisel destek vereceğiz. 10 yıl öğretmenlik yapmış olan öğretmenlerimiz yaklaşık 180 saatlik bir eğitimimizden geçecek başvurmak isteyenler, sonra yazılı sınav. Başarılı olanlar uzman öğretmen olacak. Bir derece artı bin TL özlük haklarında iyileşme olacak. Yüksek lisans yapmışsa yazılı sınavdan muaf olacak. Yazılı sınav 180 saatlik eğitimin içeriğinden oluşturulacak. 10 yıl uzman öğretmen olan öğretmenlerimiz de 240 saatlik bir eğitimden sonra yazılı sınavdan başarılı olursa başöğretmen olacak ve ilave bir derece artı 2 bin TL iyileştirme yapılacak. Doktora yapmışlarsa bu sınavdan muaf olacaklar. Bizim bu sistematikle öğretmenimizi sürekli gelişime açık bir mekanizmanın içerisine sokup eğitim sistemimize katkısını arttırmaya çalışıyoruz. Özel okul öğretmenlerimiz için de geçerli bu. Ancak bir derece ve bin TL’lik iyileştirme resmi, kamu kurumlarında. Eğitim tarihinde ilk defa öğretmenlerle ilgili bir meslek kanunu olmuş olacak yasalaştığında.”

Yasanın tüm öğretmenleri bir sistematiğe kavuşturacağını belirten Öter, şöyle konuştu: “Göreceksiniz önümüzdeki dönemde özel okullar da bunun sistematiğini geliştirecek. Bu yasa, eğitim sistemi içindeki tüm öğretmenlerimizi tedrici bir şekilde çok daha güzel bir sistematiğe kavuşturacağına inanıyorum. Elbette eksiklikler yok mu? Gönlümüzden geçen her şeyi bunun içine koyduk mu? Hayır ama bu ortak bir konsensüs inşallah bu pazartesi de komisyonda görüşülecek. Yasalaştığı zaman 2022 yılında ilaveler verilebilir, daha farklı haklar verilebilir. Önemli olan psikolojik bir eşiği geçmiş olmak.”

Ders ücreti karşılığı derse giren öğretmenlere de değinen Bakan Özer, bununla ilgili önümüzdeki günlerde bir düzenleme yapma fırsatı bulabileceklerini söyledi.

Okul öncesi eğitimin önemine değinen Özer, “2022 sonu için 3 bin tane anaokulu ve 40 bin tane anasınıfı yapacağız. Bin tane anaokulunu İstanbul’da yapacağız.” diye konuştu.

Şanlıurfa’daki okul ziyaretine de değinen Bakan Özer, buradaki açıklamasının kamera önünde yapılmadığını, normal rutin bir konuşmanın içindeki bir kısmın cımbızlanarak servis edildiğini ifade ederek, okulda çok geniş bir alan olmasına rağmen öğrencilerin çamur ve tozun toprağın içinde oynadıklarını gördüğünü söyledi.

Özer, şunları kaydetti: “Biz oraya basketbol sahası, voleybol sahası yapabiliriz, rekreasyon olarak orayı çok güzel hale getirebiliriz. O cıvıl cıvıl öğrencileri, o çamurların içinde gördüğüm zaman üzüldüm, ben de kişisel olarak tepki verdim. Amacımız, ne okul müdürümüzü ne ilçe milli eğitim müdürümüzü ne de il milli eğitim müdürünü kırmak. Bizim derdimiz, okullarımızın imkânlarını iyileştirmek. Bizim kaynakla ilgili bir sıkıntımız yok. Biz gönderdiğimiz ücretin, kaynağın yerinde kullanılmasını ve bunun çok hızlı bir şekilde yapılmasını istiyoruz. Çünkü kaybedecek vaktimiz yok.”

Bakan Özer, “İstiyoruz ki, biz artık şu kök problemden kurtulalım, her türlü imkanı verelim, imkan eksikliğinden kaynaklanan bir mazeret olmasın. Şanlıurfa’da da olmasın, Cizre’de olmasın, İstanbul’da da olmasın, Esenyurt’ta da olmasın, bizim derdimiz o. Şanlıurfa’ya gittiğim zaman 75 okul yatırımı verdim. Tüm ihtiyaçlara baktık. 1 milyarın üzerinde yatırım verdik.” diye konuştu.

“Eğitimi siyasi malzeme yapmaktan çıkartmamız lazım”

Eğitimin siyasi malzeme yapılmaması gerektiğini vurgulayan Özer, “Bakanlığa başladığımdan itibaren tüm paydaşlara benim kapılarım açık. Yeter ki eğitimle ilgili gerçekten ‘şunlar şunlar yapılmış ama şu yapılabilir’ densin.” dedi.

Millî Eğitim Şurası’nın 7 yıl aradan sonra düzenlendiğini, şuraya büyük bir katılım olduğunu vurgulayan Özer, şuraya Eğitim Komisyonunu davet ettiklerini ancak CHP’den katılım olmadığını, 1 Ekim’de Meclis açıldıktan ve yemin ettikten sonra tüm parti temsilcilerinin yer aldığı Eğitim Komisyonu üyelerini davet ettiğini, ancak CHP’den yine hiç kimsenin gelmediğini aktardı.

Bakan Özer, şöyle konuştu: “Biz, kapılarımızı bir yere kapatmış değiliz. Bunun öncelikle tüm kamuoyu tarafından bilinmesi lazım. Zaten bizim 5 aylık icraatımıza baktığınız zaman tüm paydaşlarımızın görüşünü almak, yeter ki eğitimle ilgili söyleyecek söz olsun görmediğimiz bir şeyi bize göstersin ama öğretmen atamasındaki bu mülakatlarla ilgili bakan olarak benim hiçbir dahlimin olmadığı, mülakatlarla ilgili yok işte tarikatların listeleri üzerinden öğrencilerin puanları yükseltilmiş, asla ve kata böyle bir şeyin olmadığı, hiçbir dahlimizin olmadığı bir süreç içinde böyle bir siyaset yapılmasını doğru bulmuyorum.”

“Emrivaki kabul etmiyoruz”

Kılıçdaroğlu’nun “KPSS puanına göre mülakatta artı 3 puan ve eksi 3 puan verilmesi ile ilgili Danıştay kararı var ve Milli Eğitim Bakanlığı, Danıştay kararına uymuyor.” şeklindeki sözlerini aktaran Özer, şunları kaydetti: “Biz de akşama kadar onu araştırdık. Gerçekten var da bizim mi haberimiz yok böyle bir Danıştay kararından. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı hukuk devletinin ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır ve uymak zorundadır ve bunun olmadığını gördük. Milli Eğitim Bakanlığı olarak Danıştaya yazı yazdık, artı 3, eksi 3 puan ile ilgili bir şey var mı? diye sorduk. Danıştaydan da böyle bir kararın olmadığı geldi.

7 Ocak’a kadar itiraz süreci var. İtiraz sürecinde itiraz eden, itiraz reddedildiği zaman mahkemelere başvurabilir. Tüm kanalları açık. Yani Kılıçdaroğlu’na kalmaz. Bizim gençlerimiz bir haksızlığa uğradığına inanıyorsa tüm hukuki süreçleri takip eder, biz de hukukun almış olduğu kararları uygularız ama siyasetin bu konu üzerinden bir süreci araçsallaştırmasına ben şahsen, hakikaten yadırgadım yani keşke bu süreçler hiç yaşanmasaydı.”

Bir gün öncesinde zaten 2022’nin yatırımlarıyla ilgili geç saatlere kadar çalıştıklarını aktaran Özer, “Sayın Kılıçdaroğlu akşam vakitlerinde dedi ki, ben yarın saat 1’de gidiyorum. Randevu verilmedi ki, emrivakiyi biz bakanlık olarak kabul etmiyoruz. Bakan olduğum zaman ana muhalefet partisi lideri hayırlı olsuna gelebilirdi. O zaman tavrımızı görürdü. Görüşmeyle ilgili bir talebi oldu da biz ret mi ettik? Öyle bir şey yok. Bir sürü parti temsilcisi geldi. CHP’den de milletvekilleri ile görüşüyorum. Beni ziyarete geliyorlar. Taleplerini iletiyorlar. Eğitimde bu konunun tartışılmasını, bunun eğitimle ilişkilendirilmesini ben Milli Eğitim camiası olarak kabul etmiyorum.” diye konuştu.

Kaynak: MEB

Okumaya Devam Edin
Yorum yapmak için tıklayın

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eğitim

5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90’a Yükseldi

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfının açılmasıyla 5 yaş grubunda okullaşma oranının, yüzde 78’den yüzde 90’a çıktığını bildirdi.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90'a Yükseldi

Ankara

Bakan Özer, yazılı açıklamasında, 81 ilin tamamında okul öncesi eğitime erişimi kolaylaştırmak için yoğun çaba sarf ettiklerini ifade etti.

Eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için okul öncesinde eğitime erişimi yaygınlaştırmak istediklerini vurgulayan Özer, bu kapsamda bu yılın sonuna kadar 3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni ana sınıfı açılması için gerekli planlamaları yaptıklarını belirtti.

Bakan Özer, şu bilgileri paylaştı:

“Projeyi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himaye ve destekleriyle başlattık ve yürütüyoruz. İlk adım olarak İstanbul’da her biri 12 derslikli 100 yeni anaokulunun yapımını başlattık. İstanbul’a 2022 sonuna kadar 1000 yeni anaokulu yapacağız. 2022 sonuna kadar proje başlangıcında 3 yaş grubunda yüzde 14 olan okullaşma oranını yüzde 50’ye; 4 yaş grubunda yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70’e ve 5 yaş grubunda yüzde 78 olan okullaşma oranını da yüzde 100’e çıkartmayı hedefliyoruz. Bu hedefe yönelik planlama başarılı şekilde işliyor. 5 yaş grubunda Şubat 2022 için koyduğumuz hedefe 2021 sonu itibarıyla ulaştık. 5 yaş grubundaki çocuklarımızın yüzde 90’ı okul öncesi eğitime devam ediyor.”

1632 anaokulu yapımı için çalışmalar devam ediyor

Bakan Özer, 3 bin yeni anaokulu, 40 bin yeni ana sınıfı açmak ve 3-5 yaş grubundaki okullaşma hedeflerine ulaşmak için tüm planlamaları yaptıklarını bildirdi.

“Bu kapsamda 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfını hizmete aldık ve öğrencilerimiz, eğitimlerine başladılar.” bilgisini paylaşan Özer, 214 yeni anaokulunun ise ihalesinin tamamlandığını, arsaları belirlenen 1095 yeni anaokulunu da yatırım programına aldıklarını belirtti.

Bakan Özer, şunları kaydetti:

“Şu anda 1368 anaokulu ile ilgili süreç başarılı bir şekilde ilerliyor. 3 bin yeni anaokulu hedefimiz için geriye kalan 1632 anaokulunun yapılacağı il ve ilçeler belirlendi. Anaokullarının yapılacağı yerler ve arsa belirleme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bu çalışmaları da kısa sürede tamamlayacağız. Böylece, diğer eğitim kademelerinde nasıl OECD ortalamasına ulaşmışsak okul öncesinde okullaşma oranında da çok önemli bir artış sağlayarak OECD ortalamasına yaklaşmış olacağız. Sürece katkı veren tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Eğitim

Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor

Lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programı Erzurum Diploması Akademisi’nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor
Erzurum

Erzurum Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle başlatılan, lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programında 6 yıldır hizmet veren Erzurum Diploması Akademisi‘nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.

Atatürk Üniversitesi Mavi Salon’da düzenlenen akademinin 6’ncı yıl 5’nci programı çerçevesinde, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Hakkı Uygur ve heyeti, öğrencilerine “Yeniden Asya ve İran” dersi verdi.

Uluslararası Rabia Platformu Başkanı Cihangir İşbilir, programın açılışında yaptığı konuşmada, kuruluşundan bu yana 6 yıllık zengin geçmişiyle akademinin başta üniversite gençleri olmak üzere lise düzeyindeki öğrencilerin de geliştirilmesini hedefleyen uzun süreli akademi programı olduğunu söyledi.

Doğru kişilere, konunun taleplisine, meraklısına, Anadolu coğrafyasının yetenekli, kabiliyetli çocuklarına dokunup onları sahipsiz bırakmamayı hedeflediklerini anlatan İşbilir, “Öğrencileri yabancı diller, analitik düşünce, harita ve medya okumaları konularında geliştirerek Türkiye’nin beşeri kaynağını nitelikli ve kalifiye kılmayı amaçlamaktadır. Erzurum Diplomasi Akademisi, bu amaç doğrultusunda gençlerin okuma, rapor yazma, sunum yapma, bölgesel ve spesifik çalışmalarda geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.” dedi.

İşbilir, çalışmaların insan yetiştirme üzere atölye mantığıyla kurulduğunu ve zaman zaman eğitimlere uzman konuklar davet edildiğini aktardı.

Asya, Güneykafkasya bölgesi, İran ve Rusya gibi ülkelere de coğrafi anlamda yakın bir konumda bulunan Erzurum’un bu bölgelere yönelik çalışmalarda önemli potansiyel olduğunu vurgulayan İşbilir, şunları kaydetti:

Erzurum fikri, ilmi akademi, ve entellektüel cazibe merkezi haline geliyor. Onlarca şehirden yüzlerce arkadaşımız bu akademiye geliyor. Erzurum Diplomasi Akademisi bir medeniyet projesi ve diriliş hareketidir. Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki bölgesel gelişmeleri takip etmek, söz konusu gelişmeleri anlamak adına bu tür butik ve spesifik programların ihtiyacı aşikardır. Erzurum Diplomasi Akademisi de ortaya çıkan bu stratejik boşluğun doldurulmasına bir nebze katkı sağlamak adına bu önemli oturumu gerçekleştirmektedir.”

İRAM Başkanı Uygur da gençlerle bir arada bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, bu tür toplantı ve etkinlikleri önemsediklerini ifade etti.

Erzurum Diplomasi Akademisi’ni yakından takip ettiğini anlatan Uygur, “2016 yılında kurulan İRAM, İran’la ilgili konuları, kültürünü ve farklı konuları araştırıyor. İran son 100 yıldan beri bölgede önemli ülke. Son yıllarda siyasal sahnede ise Orta Doğu’da ön plana çıkan ülke. Farklı bölgelerden 40’a yakın araştırmacımız var.” dedi.

Uygur, İRAM‘ın kurulduğundan bugüne dek binlerce sayfa bilgi ürettiğini dile getirdi.

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Genel Sekreteri Zafer Aynalı da belediye olarak Erzurum Diplomasi Akademisi’ni önemseyip katkı sağladıklarını vurguladı.

Diplomasi Akademisinin Türkiye’nin çok yönlü etkin dış politikası nedeniyle iyi insan yetiştirilmesi amacıyla kurulduğunu anlatan Aynalı, “Burada yerli milli vatanperver kardeşlerimize eğitim ve seminer vermeye çalışıyoruz. İnşallah sizler Cumhurbaşkanımızın önemli tezi olan ‘dünya 5’ten büyüktür’ü gerçekleştirecek kişiler olacaksınız. Bu tezin gerçekleşmesi için bu çalışma çok önemli. ” diye konuştu.

Akademide şimdiye kadar 800 lisans, 1500 lise öğrencisine eğitim verildiğini, Bosna Hersek, Arnavutluk ve İran gibi ülkelerde de sahne incelemesi gibi çalışmalar yapıldığını aktaran Aynalı, Erzurum Diplomasi Akademisini düşünce kuruluşu haline getirmeyi planladıklarını, İşbilir ile söz konusu eylemi hayata geçirmek için çalışacaklarını sözlerine ekledi.

Konuşmalar sonrası, “Yeniden Asya anlayışı ve İran”, “Çin’in Orta Doğu’daki ayak izleri”, “İran’ın yeniden Asya politikasının önündeki muhtemel zorluklar”, Doğu’ya bakış ve İran’ın güvenlik algılaması”, “Yakın Asya’da jeoekonomik rekabet ve İran”, “İran’ın asimetrik kabiliyetleri ve yakın asya jeopolitiğine etkisi” başlıkları altında sunumlar yapıldı.

Programa gelemeyen öğrenciler dersi “Zoom” aracılığıyla takip etti.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Eğitim

Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar

Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, okul bahçesindeki serada yetiştirdikleri süs bitkilerini kendi markalarıyla tüm Türkiye’ye sunuyor.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar

Yalova

Okul serasında ürettikleri çiçeklerle insanların mutluluklarına ortak oluyorlar

Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) “Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi” kapsamına alınan Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, öğrencilerin okul seralarında yetiştirdikleri yıllık 1,5 milyon adet süs bitkisini kendi markasıyla tüm Türkiye‘ye gönderiyor.

Mesleki Eğitimde 1000 Okul projesi içerisinde yer alan TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yakın zamanda oluşturduğu “AstarteGarden” markasıyla seralarında ürettiği birbirinden güzel ve renkli çiçekleri Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor.

Okulun modern laboratuvarlarında toprak analizi ve diğer işlemleri yapan öğrenciler, büyük bir özenle hazırladıkları tohumları daha sonra seralarda büyütüyor.

Okul, petunya, sardunya, mine, begonya, karanfil, küpe çiçeği, gazania, Bodrum papatyası, hercai menekşe, kasımpatı gibi çiçeklerin yanı sıra üretimi yapılan iç mekan ve dış mekan bitkileriyle birlikte 40’ın üzerinde çeşidi kendi markasıyla piyasaya sunuyor.

Özel günler öncesi yoğun şekilde okul seralarında süs bitkilerini büyük bir özenle hazırlayan öğrenciler, hazırladıkları çiçekleri il merkezindeki satış bölümünde insanlarla buluşturuyor.

14 Şubat Sevgililer Günü öncesi de bir birinden güzel çiçekleri hazırlayan öğrenciler, insanların yüzlerine sıcak bir gülümseme bırakacak olmanın heyecanını yaşıyor.

Okul müdürü Ercan Gökkaya, AA muhabirine, 1993 yılında Süs Bitkileri Meslek Lisesi olarak kurulan okulun, 2016 yılında yapılan yeni binasında TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak eğitime devam ettiğini hatırlattı.

Okuldaki eksiklikleri bakanlık, il müdürlüğü, hayırseverler ve yürütülen projeler kapsamında giderdiklerini anlatan Gökkaya, özellikle tarım alanına ait seralarda güzel çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.

Gökkaya, “Biri akıllı olmak üzere iki ayrı seramız var. Yaklaşık 100 öğrencimiz bu alanda eğitim görüyor. Bir şeyler üretmek öğrencilerimize keyif veriyor. Üretmek, ürettiğini daha sonra pazarlamak onlara harika duygular veriyor. Okulumuzun SÜSBİR ile yapmış olduğu istihdam garantili bir protokol var. Bu protokol kapmasında da çiçek kenti olan ilimizdeki çok sayıda firmada birçok öğrencimizi istihdam ediyoruz. Yıllık 1,5 milyon kök bitki üretiyoruz ve AstarteGarden markamızla vatandaşlarımızla buluşturuyoruz.” diye konuştu.

“Yaz kış demeden üretimimiz devam ediyor”

Yıllık üretimde öğrenci ve eğitmenlerin yoğun emeğinin bulunduğunu ve oluşturdukları markayla pazara sunduklarına dikkati çeken Gökkaya, şunları kaydetti:

“Yaş kış demeden üretimimiz devam ediyor. İç-dış mekan ve salon süs bitkisi ağırlıklı üretimimiz var. Hem öğrencilerimiz hem alan usta öğreticilerimiz daha yoğun çalışıyor. Çünkü özel günün anlamına uygun bitkiler üretmeye çalışıyorlar. Ayrıca ürettikleri ürünleri il merkezindeki uygulamalı satış noktasında pazarlıyorlar. Orada da satış yapan öğrencilerimiz var. 14 Şubat Sevgililer Günü gibi özel günlerde çocuklar oraya gitmek için heyecanlanıyorlar. Sevgililer Gününde en fazla kesme çiçek diye tabir ettiğimiz gül, karanfil, saksılı çiçekte orkide gibi çiçekler rağbet görüyor. Onları da özellikle süslüyoruz.”

Tarım alanı şefi olarak görev alan Ziraat Yüksek Mühendisi Erol Usta ise öğrencilerin 12. sınıfa geçene kadarki sürede birçok önemli bilgiye yerinde ulaşabildiğini belirterek, özellikle özel günlerde farklı bir heyecanı seralarda öğrencilerle birlikte yaşadığını söyledi.

“Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum”

Peyzaj mimarı olmak için okulu tercih ettiğini belirten 12. sınıf öğrencisi Beytullah Tütsü, aldığı eğitimle üniversite hayatında daha başarılı olacağına inandığını ifade etti.

Her işin zor tarafı olduğunu ancak severek yapınca zorun kolaylaştığını anlatan Tütsü, “Tarım bölümünde okumak çok güzel. Toprakla uğraşıyor, bitkilerle bir aradasınız ve bütün stresinizi atıyorsunuz. Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum. Çiçek, bahçe, toprakla uğraşmak isteyenlere tavsiye ederim.” diye konuştu.

Okulda henüz yeni olduğuna vurgu yapan 9. sınıf öğrencisi Zümra Betül Gündüz de şu değerlendirmede bulundu:

“Ailem bu sektörde olduğu için ben bu okula isteyerek geldim. Yeni öğrenci olduğum için birçok konuyu yeni öğrenmeye başladım. Böyle bir okulda olmaktan dolayı mutluyum. Bitkilerle iç içe olduğumuzda enerjileri bizi de etkiliyor. Çok mutlu oluyoruz. Seraya her geldiğimde çiçeklerimin fotoğraflarını çekiyorum. Çünkü ailem de çok seviyor. Çiçek zaten insanı hep mutlu eder. Bizim ürettiğimiz çiçeklerin insanları mutlu etmesi bizi daha çok mutlu ediyor. onların mutluluklarına biz de ortak oluyoruz. Bu çok güzel bir şey.”

“AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz”

Merkezdeki uygulamalı satış noktasında görev alan öğrencilerden Yağmur Kara ise insanlarla iç içe olmanın eğlenceli ve güzel olduğunu belirtti.

İşini çok severek yaptığını ve ileride benzer bir iş yeri kurmayı hedeflediğine değinen Kara, “Bitkiyi ürettiğiniz zaman büyümüş halini görünce daha da güzel hissediyorsunuz. Bunu birde insanlara sergilediğimizde de çok beğenilmesi bizi ayrı bir mutlu ediyor. Ürettiğimiz bitkilerin patentini aldığımız AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz. Okuduğum okulun bir markasının olması beni gururlandırıyor. Markamız herkes tarafından duyuldu, bilindi. Bu da bizi çok mutlu ediyor.” dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Popüler