Bizimle iletişime geçin Email: info@conthealthme.com

Eğitim

YTB, Türkiye’de Okuyan Kazak Öğrencilere Moral Kahvaltısı Düzenledi

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, Kazakistan’ın geleceğinin “Kazak gençlerine emanet” olduğunu belirterek Türkiye ve YTB olarak öğrencilerin her zaman yanlarında olduklarını belirtti.

Yayınlandı:

, Tarih:

YTB, Türkiye'de Okuyan Kazak Öğrencilere Moral Kahvaltısı Düzenledi

Ankara

YTB tarafından, Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly’nin de katılımıyla Türkiye Bursları kapsamında Türkiye’de eğitim alan Kazak öğrencilerle bir otelde moral ve dayanışma amacıyla kahvaltı programı düzenlendi.

Burada konuşan Eren, Türk Cumhuriyetleri’nin ve Kazakistan’ın Türkiye için çok önemli bir ülke olduğunu vurguladı.

YTB’nin Kazakistan’a yönelik çok farklı projeler yürüttüğünü kaydeden Eren, 1992’den bu yana Türkiye’nin 5 bin 600 Kazak öğrenciye burs verdiğini söyledi.

Eren, Kazakistan’dan Türkiye’ye gelerek üniversite eğitimini alıp mezun olan öğrencilerin sayısının 2 binden fazla olduğunu belirterek “Şu anda YTB tarafından organize edilen Türkiye Bursları çerçevesinde 505 Kazak öğrencimiz Türkiye’de üniversite eğitimi almakta. Bunların yaklaşık 112’si de Ankara’da ikamet ediyor.” dedi.

Eren, Kazakistan’daki olaylar karşısında Türkiye’nin Kazak toplumu ve devletine sonsuz desteğini vurguladı.

Kazakistan’ın geleceğinin Kazak gençlerine emanet olduğunun altını çizen Eren, “Sizler farklı ülkelerden gelip Türkiye’de eğitim alan öğrenciler, bize ailelerinizin emanetlerisiniz. Anne babanızın emanetlerisiniz, ülkelerinizin emanetlerisiniz. Kazakistan’ın geleceğinin emanetlerisiniz. Dolayısıyla biz sizleri birer emanet olarak görüyoruz.” diye konuştu.

Geçen yıl 214 Kazak öğrenciye burs verildi

Eren, geçen yıl burs verilen Kazak öğrenci sayısını çok ciddi bir şekilde artırdıklarına dikkati çekerek “Sadece 2021 yılında 214 öğrenci Kazakistan’dan burslandırıldı. 2022 ve 2023’te bunu daha da artıracağız. Temel amacımız Türkiye ile Kazakistan arasındaki bağı kuvvetlendirmek.” ifadelerini kullandı.

Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde son bir yıl içerisinde yeni bir yapılanma meydana geldiğini kaydeden Eren, Türk Dünyası arasındaki ilişkilerin son derece gelişeceğini belirtti.

Eren, Asya bölgesinin ve Türk Cumhuriyetlerinin altyapısıyla ve insan kaynağıyla gelecekte çok ciddi önem kazanacağını öngördüğünü söyledi.

Öğrencilerin mezun olduklarında siyasette, ticarette, bürokraside ve akademide çok büyük noktalara geleceklerini aktaran Eren, “Türkiye olarak her zaman yanınızdayız, YTB olarak her zaman yanınızdayız, Türkiye Bursları olarak her zaman yanınızdayız.” dedi.

Eren, Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Saparbekuly’nin de aktif çalıştığını, Kazakistan’daki son olaylarda Türk kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi için büyük çaba sarf ettiğini dile getirdi.

“İstihbarat zafiyeti”

Saparbekuly de Kazakistan’da çok üzücü ve trajik olaylar yaşadıklarını, “bağımsızlık hayatlarının en önemli sınavını verdiklerini” söyledi.

Bu olaylardan toplum, devlet ve birey olarak ders çıkarmaları gerektiğinin altını çizen Saparbekuly, olayların gelişme sürecini anlattı.

Saparbekuly, oto gaz fiyatının aniden 85 tengeden 120 tengeye yükselmesiyle olayların patlak verdiğini belirterek Mangistav bölgesinde çoğunlukla oto gaz kullanılması nedeniyle bu durumun sürücülerin hoşnutsuzluğuna sebep olduğunu dile getirdi.

Aktau’da 2 Ocak’ta büyük bir kalabalığın toplandığını kaydeden Saparbekuly, “Ana talep, oto gaz fiyatlarının 50 tengeye indirilmesiydi.” dedi.

Saparbekuly, Aktau’da protestocuların isteklerinin yerine getirildiğini ancak Aktau ve Aktöbe bölgelerinde de protestolar başladığını belirterek Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in bu olayları diyalogla çözmeye çalıştığını aktardı.

Büyükelçi Saparbekuly, “Bunu da şu anda anlayabiliyoruz. Cumhurbaşkanının hem tutumunu hem bundan sonra gelecek büyük tehditleri görememesi burada bir istihbarat zafiyetinin olduğunu da gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Hükümetin protestoların başka şehirlere de sıçrama tehlikesini görerek istifa çağrılarına yanıt verdiğini anlatan Saparbekuly, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımız bu olaylar başlar başlamaz, halkın gerçekçi taleplerini iletme hakkı olduğunu ama bunu barışçıl ve hukuk zemininde ve karşılıklı diyalog çerçevesinde yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.”

“Almatı’nın büyük bir protesto atmosferi yoktu”

Saparbekuly, hükümetin istifasının protestoların dinmesine yetmediğini ve protestoların başka yerlere de sıçradığını belirterek sosyal medyada da yoğun şekilde “halkı galeyana getirip Mangistav’a destek amaçlı sokağa dökmek için” destek kampanyası başlatıldığını dile getirdi.

Büyükelçi, “Yoksa Kazakistan’ın, özellikle sosyoekonomik açıdan birçok bölgeden daha iyi olan Almatı’nın büyük bir protesto atmosferi yoktu.” diye konuştu.

Almatı’da 4 Ocak’ta protestocuların toplanmaya başladığını, gece polisin yumuşak müdahalede bulunduğunu anlatan Saparbekuly, 5 Ocak’ta olayların farklı bir boyuta döndüğünü vurguladı.

Saparbekuly, aynı gün ülkede genç askerleri kaybettiklerini belirterek Cumhurbaşkanı Tokayev’in bu olayların ardından protestolara farklı bir şekilde müdahale etmesi gerektirdiğini söyledi.

5 Ocak’ta bu kalabalığın valiliğe yönlendirildiğini aktaran Saparbekuly, “Valilik binası basılmak üzereyken bu terörist ve silahlı gruplar eş zamanlı 5 ve 6 Ocak gecesi Almatı’nın birçok noktasında silahlı saldırı düzenledi.” dedi.

Saparbekuly, bunların herhangi bir protestocunun yapabileceği bir şey olmadığının, “önceden planlanmış, nasıl yapılacağı belli olan eş zamanlı silahlı terör saldırısı” olduğunun altını çizdi.

Özellikle Almatı’da çatışmaların iki gün boyunca devam ettiğini kaydeden Saparbekuly, “Böyle bir durum Kazakistan açısından büyük bir riski getirdi. Bir anda Almatı şehri devletin kontrolünden çıkmak üzereydi. Neredeyse bütün devlet binaları ele geçirildi. Bazı binalar herhangi bir şekilde karşılıksız olarak bırakılarak ele geçirildi. Özellikle Milli İstihbarat Teşkilatının bölge ofisinin silahsız bırakılması büyük bir sorundur.” değerlendirmesinde bulundu.

Saparbekuly, Cumhurbaşkanı Tokayev’in bu aşamada kritik bir karar alarak Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) Barış Gücü’nü ülkeye davet ettiğini kaydetti.

Henüz destek gelmeden de Kazakistan’da bir kırılma noktası yaşandığını belirten Büyükelçi Saparbekuly, bu kırılma noktasının “teröristlerin, silahlı grupların, yağmacıların ve barışçıl protestolara gölge düşürecek kim varsa bunların” moralinin bozulması olduğunu söyledi.

Saparbekuly, böyle bir karar alınmasaydı Almatı’nın “komple bu silahlı ve terörist grupların eline geçme ihtimali yüksek” olabileceğini vurgulayarak vatandaşların can güvenliğinin tehlikeye atılabileceğini kaydetti.

“Aşırı terörist grupların izleri”

Büyükelçi Saparbekuly, “Güvenlik güçlerimizin arasında iki tane askerimizin kafası kesilerek bulunması bu da normal bir haydudun, yağmacının yapacağı bir iş değil. Bunun daha öncede örneklerini gördük. Başta Suriye olmak üzere, bu bölgelerdeki aşırı terörist grupların izlerini gösteriyor.” diye konuştu.

O süreçte internet ve telefonlarının kapalı olduğuna dikkati çeken Saparbekuly, “Bunu da anladık ki bu grupların kendi aralarında iletişim telsizleri vardı. Savaş alanında öldürülen kendi mensuplarını savaş alanından çıkartmaya çalışması, bunların hepsini kendi izlerini yok etme taktikleri olarak algılayabiliriz.” dedi.

Saparbekuly, ayrıca Kazakistan’da Kazak-Rus çatışması ortamının oluşturulmak istendiğini de dile getirdi.

“19 Ocak’ta en son Barış Gücü evlerine dönecek”

Barış Gücü’nün iki gün önce ülkeden ayrılmaya başladığını aktaran Saparbekuly, “19 Ocak’ta en son Barış Gücü evlerine dönecek. Onların da bu dönemde Kazakistan’a gösterdiği destek kritiktir. Bu, uluslararası çerçevede yaptığımız iş birliği temelinde Kazakistan’a güzel bir destek oldu.” değerlendirmesini yaptı.

Bundan sonraki dönemde Kazakistan’ın neler yapacağına ilişkin Saparbekuly, Cumhurbaşkanı Tokayev’in açıklamalarını aktardı.

Saparbekuly, toplamda 9 vilayetin bu grupların eline geçtiği ve yağmalandığını ve birçok polis noktasının da saldırıya uğradığını hatırlatarak Cumhurbaşkanı Tokayev’in olayların aydınlatılması ve yaraların sarılması gerektiğine ilişkin vurgusunu paylaştı.

Öte yandan, buradaki zafiyetleri anlamaları gerektiğini de ifade eden Saparbekuly, Cumhurbaşkanı Tokayev’in gelecek dönemde güvenlik güçlerinin eğitilmesi ve kapasitesinin artırılması, Kazakistan’ın savunma gücünün artırılması ile askerliğin Kazakistan gençleri arasında sevdirilmesine ilişkin talimatlar verdiğini söyledi.

“Biz geleceğe daha çok umutla bakıyoruz”

Büyükelçi Saparbekuly, “Biz geleceğe daha çok umutla bakıyoruz. Bizim için bir musibet, bin nasihatten iyidir diyoruz. Belki daha kötü olaylar da olabilirdi. Bu olaylar bizim için büyük bir ders olsun.” dedi.

Türk halkı, devleti ve siyasi partilerinin Kazakistan halkı ve devletiyle beraber olduğunu göstermesinin çok önemli olduğunu kaydeden Büyükelçi Saparbekuly, Türk halkına teşekkür etti.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin
Yorum yapmak için tıklayın

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eğitim

5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90’a Yükseldi

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfının açılmasıyla 5 yaş grubunda okullaşma oranının, yüzde 78’den yüzde 90’a çıktığını bildirdi.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90'a Yükseldi

Ankara

Bakan Özer, yazılı açıklamasında, 81 ilin tamamında okul öncesi eğitime erişimi kolaylaştırmak için yoğun çaba sarf ettiklerini ifade etti.

Eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için okul öncesinde eğitime erişimi yaygınlaştırmak istediklerini vurgulayan Özer, bu kapsamda bu yılın sonuna kadar 3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni ana sınıfı açılması için gerekli planlamaları yaptıklarını belirtti.

Bakan Özer, şu bilgileri paylaştı:

“Projeyi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himaye ve destekleriyle başlattık ve yürütüyoruz. İlk adım olarak İstanbul’da her biri 12 derslikli 100 yeni anaokulunun yapımını başlattık. İstanbul’a 2022 sonuna kadar 1000 yeni anaokulu yapacağız. 2022 sonuna kadar proje başlangıcında 3 yaş grubunda yüzde 14 olan okullaşma oranını yüzde 50’ye; 4 yaş grubunda yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70’e ve 5 yaş grubunda yüzde 78 olan okullaşma oranını da yüzde 100’e çıkartmayı hedefliyoruz. Bu hedefe yönelik planlama başarılı şekilde işliyor. 5 yaş grubunda Şubat 2022 için koyduğumuz hedefe 2021 sonu itibarıyla ulaştık. 5 yaş grubundaki çocuklarımızın yüzde 90’ı okul öncesi eğitime devam ediyor.”

1632 anaokulu yapımı için çalışmalar devam ediyor

Bakan Özer, 3 bin yeni anaokulu, 40 bin yeni ana sınıfı açmak ve 3-5 yaş grubundaki okullaşma hedeflerine ulaşmak için tüm planlamaları yaptıklarını bildirdi.

“Bu kapsamda 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfını hizmete aldık ve öğrencilerimiz, eğitimlerine başladılar.” bilgisini paylaşan Özer, 214 yeni anaokulunun ise ihalesinin tamamlandığını, arsaları belirlenen 1095 yeni anaokulunu da yatırım programına aldıklarını belirtti.

Bakan Özer, şunları kaydetti:

“Şu anda 1368 anaokulu ile ilgili süreç başarılı bir şekilde ilerliyor. 3 bin yeni anaokulu hedefimiz için geriye kalan 1632 anaokulunun yapılacağı il ve ilçeler belirlendi. Anaokullarının yapılacağı yerler ve arsa belirleme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bu çalışmaları da kısa sürede tamamlayacağız. Böylece, diğer eğitim kademelerinde nasıl OECD ortalamasına ulaşmışsak okul öncesinde okullaşma oranında da çok önemli bir artış sağlayarak OECD ortalamasına yaklaşmış olacağız. Sürece katkı veren tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Eğitim

Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor

Lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programı Erzurum Diploması Akademisi’nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor
Erzurum

Erzurum Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle başlatılan, lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programında 6 yıldır hizmet veren Erzurum Diploması Akademisi‘nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.

Atatürk Üniversitesi Mavi Salon’da düzenlenen akademinin 6’ncı yıl 5’nci programı çerçevesinde, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Hakkı Uygur ve heyeti, öğrencilerine “Yeniden Asya ve İran” dersi verdi.

Uluslararası Rabia Platformu Başkanı Cihangir İşbilir, programın açılışında yaptığı konuşmada, kuruluşundan bu yana 6 yıllık zengin geçmişiyle akademinin başta üniversite gençleri olmak üzere lise düzeyindeki öğrencilerin de geliştirilmesini hedefleyen uzun süreli akademi programı olduğunu söyledi.

Doğru kişilere, konunun taleplisine, meraklısına, Anadolu coğrafyasının yetenekli, kabiliyetli çocuklarına dokunup onları sahipsiz bırakmamayı hedeflediklerini anlatan İşbilir, “Öğrencileri yabancı diller, analitik düşünce, harita ve medya okumaları konularında geliştirerek Türkiye’nin beşeri kaynağını nitelikli ve kalifiye kılmayı amaçlamaktadır. Erzurum Diplomasi Akademisi, bu amaç doğrultusunda gençlerin okuma, rapor yazma, sunum yapma, bölgesel ve spesifik çalışmalarda geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.” dedi.

İşbilir, çalışmaların insan yetiştirme üzere atölye mantığıyla kurulduğunu ve zaman zaman eğitimlere uzman konuklar davet edildiğini aktardı.

Asya, Güneykafkasya bölgesi, İran ve Rusya gibi ülkelere de coğrafi anlamda yakın bir konumda bulunan Erzurum’un bu bölgelere yönelik çalışmalarda önemli potansiyel olduğunu vurgulayan İşbilir, şunları kaydetti:

Erzurum fikri, ilmi akademi, ve entellektüel cazibe merkezi haline geliyor. Onlarca şehirden yüzlerce arkadaşımız bu akademiye geliyor. Erzurum Diplomasi Akademisi bir medeniyet projesi ve diriliş hareketidir. Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki bölgesel gelişmeleri takip etmek, söz konusu gelişmeleri anlamak adına bu tür butik ve spesifik programların ihtiyacı aşikardır. Erzurum Diplomasi Akademisi de ortaya çıkan bu stratejik boşluğun doldurulmasına bir nebze katkı sağlamak adına bu önemli oturumu gerçekleştirmektedir.”

İRAM Başkanı Uygur da gençlerle bir arada bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, bu tür toplantı ve etkinlikleri önemsediklerini ifade etti.

Erzurum Diplomasi Akademisi’ni yakından takip ettiğini anlatan Uygur, “2016 yılında kurulan İRAM, İran’la ilgili konuları, kültürünü ve farklı konuları araştırıyor. İran son 100 yıldan beri bölgede önemli ülke. Son yıllarda siyasal sahnede ise Orta Doğu’da ön plana çıkan ülke. Farklı bölgelerden 40’a yakın araştırmacımız var.” dedi.

Uygur, İRAM‘ın kurulduğundan bugüne dek binlerce sayfa bilgi ürettiğini dile getirdi.

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Genel Sekreteri Zafer Aynalı da belediye olarak Erzurum Diplomasi Akademisi’ni önemseyip katkı sağladıklarını vurguladı.

Diplomasi Akademisinin Türkiye’nin çok yönlü etkin dış politikası nedeniyle iyi insan yetiştirilmesi amacıyla kurulduğunu anlatan Aynalı, “Burada yerli milli vatanperver kardeşlerimize eğitim ve seminer vermeye çalışıyoruz. İnşallah sizler Cumhurbaşkanımızın önemli tezi olan ‘dünya 5’ten büyüktür’ü gerçekleştirecek kişiler olacaksınız. Bu tezin gerçekleşmesi için bu çalışma çok önemli. ” diye konuştu.

Akademide şimdiye kadar 800 lisans, 1500 lise öğrencisine eğitim verildiğini, Bosna Hersek, Arnavutluk ve İran gibi ülkelerde de sahne incelemesi gibi çalışmalar yapıldığını aktaran Aynalı, Erzurum Diplomasi Akademisini düşünce kuruluşu haline getirmeyi planladıklarını, İşbilir ile söz konusu eylemi hayata geçirmek için çalışacaklarını sözlerine ekledi.

Konuşmalar sonrası, “Yeniden Asya anlayışı ve İran”, “Çin’in Orta Doğu’daki ayak izleri”, “İran’ın yeniden Asya politikasının önündeki muhtemel zorluklar”, Doğu’ya bakış ve İran’ın güvenlik algılaması”, “Yakın Asya’da jeoekonomik rekabet ve İran”, “İran’ın asimetrik kabiliyetleri ve yakın asya jeopolitiğine etkisi” başlıkları altında sunumlar yapıldı.

Programa gelemeyen öğrenciler dersi “Zoom” aracılığıyla takip etti.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Eğitim

Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar

Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, okul bahçesindeki serada yetiştirdikleri süs bitkilerini kendi markalarıyla tüm Türkiye’ye sunuyor.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar

Yalova

Okul serasında ürettikleri çiçeklerle insanların mutluluklarına ortak oluyorlar

Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) “Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi” kapsamına alınan Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, öğrencilerin okul seralarında yetiştirdikleri yıllık 1,5 milyon adet süs bitkisini kendi markasıyla tüm Türkiye‘ye gönderiyor.

Mesleki Eğitimde 1000 Okul projesi içerisinde yer alan TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yakın zamanda oluşturduğu “AstarteGarden” markasıyla seralarında ürettiği birbirinden güzel ve renkli çiçekleri Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor.

Okulun modern laboratuvarlarında toprak analizi ve diğer işlemleri yapan öğrenciler, büyük bir özenle hazırladıkları tohumları daha sonra seralarda büyütüyor.

Okul, petunya, sardunya, mine, begonya, karanfil, küpe çiçeği, gazania, Bodrum papatyası, hercai menekşe, kasımpatı gibi çiçeklerin yanı sıra üretimi yapılan iç mekan ve dış mekan bitkileriyle birlikte 40’ın üzerinde çeşidi kendi markasıyla piyasaya sunuyor.

Özel günler öncesi yoğun şekilde okul seralarında süs bitkilerini büyük bir özenle hazırlayan öğrenciler, hazırladıkları çiçekleri il merkezindeki satış bölümünde insanlarla buluşturuyor.

14 Şubat Sevgililer Günü öncesi de bir birinden güzel çiçekleri hazırlayan öğrenciler, insanların yüzlerine sıcak bir gülümseme bırakacak olmanın heyecanını yaşıyor.

Okul müdürü Ercan Gökkaya, AA muhabirine, 1993 yılında Süs Bitkileri Meslek Lisesi olarak kurulan okulun, 2016 yılında yapılan yeni binasında TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak eğitime devam ettiğini hatırlattı.

Okuldaki eksiklikleri bakanlık, il müdürlüğü, hayırseverler ve yürütülen projeler kapsamında giderdiklerini anlatan Gökkaya, özellikle tarım alanına ait seralarda güzel çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.

Gökkaya, “Biri akıllı olmak üzere iki ayrı seramız var. Yaklaşık 100 öğrencimiz bu alanda eğitim görüyor. Bir şeyler üretmek öğrencilerimize keyif veriyor. Üretmek, ürettiğini daha sonra pazarlamak onlara harika duygular veriyor. Okulumuzun SÜSBİR ile yapmış olduğu istihdam garantili bir protokol var. Bu protokol kapmasında da çiçek kenti olan ilimizdeki çok sayıda firmada birçok öğrencimizi istihdam ediyoruz. Yıllık 1,5 milyon kök bitki üretiyoruz ve AstarteGarden markamızla vatandaşlarımızla buluşturuyoruz.” diye konuştu.

“Yaz kış demeden üretimimiz devam ediyor”

Yıllık üretimde öğrenci ve eğitmenlerin yoğun emeğinin bulunduğunu ve oluşturdukları markayla pazara sunduklarına dikkati çeken Gökkaya, şunları kaydetti:

“Yaş kış demeden üretimimiz devam ediyor. İç-dış mekan ve salon süs bitkisi ağırlıklı üretimimiz var. Hem öğrencilerimiz hem alan usta öğreticilerimiz daha yoğun çalışıyor. Çünkü özel günün anlamına uygun bitkiler üretmeye çalışıyorlar. Ayrıca ürettikleri ürünleri il merkezindeki uygulamalı satış noktasında pazarlıyorlar. Orada da satış yapan öğrencilerimiz var. 14 Şubat Sevgililer Günü gibi özel günlerde çocuklar oraya gitmek için heyecanlanıyorlar. Sevgililer Gününde en fazla kesme çiçek diye tabir ettiğimiz gül, karanfil, saksılı çiçekte orkide gibi çiçekler rağbet görüyor. Onları da özellikle süslüyoruz.”

Tarım alanı şefi olarak görev alan Ziraat Yüksek Mühendisi Erol Usta ise öğrencilerin 12. sınıfa geçene kadarki sürede birçok önemli bilgiye yerinde ulaşabildiğini belirterek, özellikle özel günlerde farklı bir heyecanı seralarda öğrencilerle birlikte yaşadığını söyledi.

“Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum”

Peyzaj mimarı olmak için okulu tercih ettiğini belirten 12. sınıf öğrencisi Beytullah Tütsü, aldığı eğitimle üniversite hayatında daha başarılı olacağına inandığını ifade etti.

Her işin zor tarafı olduğunu ancak severek yapınca zorun kolaylaştığını anlatan Tütsü, “Tarım bölümünde okumak çok güzel. Toprakla uğraşıyor, bitkilerle bir aradasınız ve bütün stresinizi atıyorsunuz. Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum. Çiçek, bahçe, toprakla uğraşmak isteyenlere tavsiye ederim.” diye konuştu.

Okulda henüz yeni olduğuna vurgu yapan 9. sınıf öğrencisi Zümra Betül Gündüz de şu değerlendirmede bulundu:

“Ailem bu sektörde olduğu için ben bu okula isteyerek geldim. Yeni öğrenci olduğum için birçok konuyu yeni öğrenmeye başladım. Böyle bir okulda olmaktan dolayı mutluyum. Bitkilerle iç içe olduğumuzda enerjileri bizi de etkiliyor. Çok mutlu oluyoruz. Seraya her geldiğimde çiçeklerimin fotoğraflarını çekiyorum. Çünkü ailem de çok seviyor. Çiçek zaten insanı hep mutlu eder. Bizim ürettiğimiz çiçeklerin insanları mutlu etmesi bizi daha çok mutlu ediyor. onların mutluluklarına biz de ortak oluyoruz. Bu çok güzel bir şey.”

“AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz”

Merkezdeki uygulamalı satış noktasında görev alan öğrencilerden Yağmur Kara ise insanlarla iç içe olmanın eğlenceli ve güzel olduğunu belirtti.

İşini çok severek yaptığını ve ileride benzer bir iş yeri kurmayı hedeflediğine değinen Kara, “Bitkiyi ürettiğiniz zaman büyümüş halini görünce daha da güzel hissediyorsunuz. Bunu birde insanlara sergilediğimizde de çok beğenilmesi bizi ayrı bir mutlu ediyor. Ürettiğimiz bitkilerin patentini aldığımız AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz. Okuduğum okulun bir markasının olması beni gururlandırıyor. Markamız herkes tarafından duyuldu, bilindi. Bu da bizi çok mutlu ediyor.” dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Popüler