Bizimle iletişime geçin Email: info@conthealthme.com

Eğitim

İstihdam Garantili Yeni Eğitim Programı Başlıyor

Milli Eğitim Bakanı Özer, istihdam garantili yeni eğitim programını açıkladı. Lise ve üniversite mezunu gençlerin faydalanacağı programın 6-8 süreceğini ifade eden Özer, “Başarılı olanlar talep eden sektör tarafından istihdam edilecek” dedi.

Yayınlandı:

, Tarih:

İstihdam Garantili Yeni Eğitim Programı Başlıyor

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bu ay itibarıyla lise ve üniversite mezunu gençlerin istedikleri bir alandaki mesleki eğitim merkezi programını 6-8 ay gibi kısa sürede tamamlama ve istihdam garantili iş gücü piyasasına geçme imkanı getiren programı başlatacaklarını açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Özer, Bakanlığın mesleki eğitim merkezleri aracılığıyla lise ve üniversite mezunlarına yönelik yürüteceği istihdam garantili yeni mesleki eğitim programının detaylarını anlattı.

Program bu ay başlayacak

Lise ve üzerinde bir eğitime sahip olanların, istemeleri durumunda, istihdam garantili şekilde mesleki eğitim tamamlama programlarından yararlanmasını sağlamanın bu merkezlerin hedeflerinden olduğunu belirten Özer, şu bilgileri verdi:

Bu ay itibarıyla lise ve üniversite mezunu gençlerin istedikleri bir alandaki mesleki eğitim merkezi programını 6-8 ay gibi kısa sürede tamamlama ve istihdam garantili iş gücü piyasasına geçme imkanı getiren programı başlatıyoruz. Buradaki çıkış noktamız şu; herhangi bir alanda örneğin kaynakçılık alanında eleman bulmayla ilgili ciddi bir ihtiyaç söz konusuysa, bu alanla ilgili tüm işletmelerle bir araya gelip o eleman ihtiyacını, mesleki eğitim merkezlerinden mezuniyeti 4 yıl beklemeden kısa sürede karşılamak için 6 veya 8 aylık bir eğitim tamamlama programı düzenlemek. Buraya lise, üniversite mezunlarından katılımını, eğitimin tamamen eleman ihtiyacını karşılamak isteyen sektörler tarafından verilmesini ve başarılı olanların 6 ay sonra, mezun oldukları zaman da istihdamını sağlamak. Bu programı, bu aydan itibaren artık yavaş yavaş tüm Türkiye’de yaygın bir şekilde hizmete açacağız.”

“Başarılı olanlar talep eden sektör tarafından istihdam edilecek”

Şu anda mesleki eğitim merkezlerine doğrudan gidilerek kayıt yaptırılabileceğini ifade eden Özer, “Mesleki eğitim merkezi tamamlama programları, istihdam garantili olacağı için ilgili kentlerde sürecin başlatılması, ilan edilmesi ve o ilana başvurular alınarak süreç idame ettirilecek. Tamamlama programında lise ya da üniversite mezunları olacağı için kültür derslerinin alınması gerekmeyecek, tamamen işbaşı eğitiminde ve sektörle birlikte oluşturacağınız müfredat kapsamında uygulama yapılacak. Başarılı olanlar da talep eden sektör tarafından istihdam edilecek” dedi.

Tüm bu planlamalarla iş gücü piyasasındaki arz-talep eşleşmesini en üst seviyeye çıkartmayı amaçladıklarını dile getiren Bakan Özer, istihdam açığı olmayan alanlardan mezun olanları, iş gücü piyasasında ihtiyaç bulunan alanlara doğru hızlı şekilde kaydırarak beceri uyumsuzluklarını ortadan kaldırmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.

İşveren üzerindeki maddi yük kaldırıldı

3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda 25 Aralık 2021’de yapılan değişiklikle, mesleki eğitim merkezine devam eden öğrencilere ilişkin önemli bir düzenleme yapıldığını hatırlatan Özer, işveren üzerindeki maddi yükün kaldırılarak çok cazip bir mekanizma oluşturulduğunu vurguladı.

Özer, daha önce bu merkezlere devam eden öğrencilerin 4 yıl boyunca aldığı asgari ücretin yüzde 30’unun işveren tarafından karşılandığını, bir kısmının ise devlet tarafından sübvanse edildiğini, yeni düzenlemeyle ise üçte birlik ücretin tamamının devlet tarafından karşılanmaya başlandığını söyledi.

Bu merkezlere devam edenler arasında başarılı olanların üçüncü yılın sonunda “kalfa” ve son sınıfta bir yıl eğitim aldıktan sonra başarılı olanların da “usta” olduğunu belirten Özer, yeni düzenlemeyle kalfalara ödenen miktarın asgari ücretin yüzde 30’undan yüzde 50’ye çıkartıldığını ifade etti.

Bakan Özer, 10 yıl ve üzerinde “usta” olarak çalışan ve SGK kayıtlarında bunu belgeleyenlerin herhangi bir eğitim almadan doğrudan “usta öğretici” olma sınavına girebilmelerinin sağlandığını ifade ederek şöyle devam etti:

“Dolayısıyla bir taraftan mesleki eğitim merkezi öğrencilerinin yer alabilecekleri işletmenin sayısını artırmaya çalıştık. Bu 3 düzenleme yapıldıktan sonra gördük ki bir ay gibi kısa bir sürede, öğrenci sayısında inanılmaz bir artış var. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler ve öğrenciler açısından çok cazip bir model. Mesleki eğitim merkezlerinde yaş sınırı olmaması çok büyük bir avantaj. Her yaştan öğrencinin her yaştan vatandaşımızın öğrenci olabileceği bir mekanizma. Kanun değişikliğinden önce bu merkezlerdeki öğrenci sayısı 159 bindi, şu anda 280 bine çıktı. Bir ay gibi kısa sürede, öğrenci sayısı yüzde 76 oranında arttı” dedi.

İlk hedef bu yıl 1 milyon kişiyi merkezlerle tanıştırmak

Bakanlık olarak öncelikli amaçlarının mesleki eğitim merkezlerinin kapasitesini artırabilmek olduğuna ve yeni kanun değişikliğinin buna imkan sağladığına işaret eden Özer, bu konuda aktif bir saha çalışmasının başlatıldığını ve bu merkezlerin ailelere, ticaret sanayi odalarına, işletmelere tanıtılmaya devam edildiğini aktardı.

Bakan Özer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “2022 yılında 1 milyon vatandaşı mesleki eğitim merkezleri ile tanıştırma hedefi” koyduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

Şu anda sistem çok başarılı şekilde ilerliyor. Bakanlık olarak ilk hedefimiz 1 milyona yakın vatandaşı mesleki eğitim merkezleriyle eşleştirebilmek. Gerçekten bu potansiyel var. Türkiye’de mesleki eğitimdeki bu dönüşümden en fazla olumlu etkilenecek olan sektörler de küçük ve orta ölçekli işletmeler olacak. Böylece çırak, usta, kalfa bulamamaktan şikayetçi olan iş gücü piyasasındaki bu mazeret, tamamen ortadan kalkmış olacak.”

Bakan Özer, fiziki imkanları olan tüm organize sanayi bölgelerinde mesleki eğitim merkezlerinin, olmayanlarda ise irtibat bürolarının kurulduğunu belirterek, böylece işletmelerde vatandaşların çok rahat şekilde mesleki eğitim hizmeti alabileceğini söyledi.

Mesleki eğitim merkezleri, Almanya’daki dual mesleki eğitimin Türkiye’deki karşılığı

Eğitimdeki bu yeni modelin Almanya’daki mesleki eğitim modeli ile benzeşen yanlarının sorulması üzerine Bakan Özer, “Meslek eğitim merkezleri, Almanya’daki dual (ikili) mesleki eğitimin Türkiye’deki karşılığı. Aynı zamanda bizdeki Selçuklu, Osmanlı’dan itibaren ahilik sisteminin, geleneksel çıraklık, kalfalık, ustalık eğitim modelinin de Türkiye’deki orijinal bir karşılığı.” değerlendirmesinde bulundu.

Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrencilerin uygulama becerileri açısından çok büyük avantaja sahip olduğuna işaret eden Özer, haftada sadece bir gün okula gelen öğrencilerin geriye kalan tüm günlerde işletmelerde gerçek iş ortamlarında aktif olarak eğitim aldıklarını anlattı.

Mesleki eğitim merkezlerinden mezun olanların istihdam oranının, mesleki teknik Anadolu lisesinden mezun olanlara göre çok daha yüksek olduğuna dikkati çeken Özer, bu mezunların eğitim aldıkları alanda istihdam oranlarının yüzde 88’ler dolayında olduğunu aktardı.

Meslek eğitim merkezlerinden mezun olanların yüzde 75’inin, 4 yıl boyunca eğitim aldıkları işletmelerde çalışmaya devam ettiğinin altını çizen Özer, “Bu sistem, yıllardan beri mesleki eğitimle ilgili özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerden gelen ‘Aradığım elemanı bulamıyorum, çıraklar gelmiyor, kalfa bulamıyorum’ söylemini tamamen tarih yapacak. Bir taraftan da küçük ve orta ölçekli işletmeler, çok daha nitelikli insan kaynağına kavuşacak. Dolayısıyla bu onların ürünlerine yansıyacak, ürettikleri ürünlerin ve sağladıkları hizmetlerin kalitesi artacak.” diye konuştu.

Mesleki eğitim merkezlerine her yaştan vatandaş kayıt olabiliyor

İş gücü piyasasında genç işsizlik oranını düşürebilmenin önemini vurgulayan Özer, “2021 yılı sonunda yürürlüğe giren düzenleme, bu anlamda tarihi bir kırılma noktasına işaret ediyor. Artık mesleki eğitim merkezi, tamamen işgücü piyasasının talep ettiği insan kaynağını yetiştirmek için ve işverene de hiç bir maddi yük olmadan sadece eğitime katkısını, süreçlere katkısını dahil ederek bu sorunu kökünden çözmüş olacak” dedi.

Meslek eğitim merkezlerinin en büyük avantajının her yaşa hitap etmesi olduğuna işaret eden Özer, “Sadece eğitim çağı nüfusuna hitap etmiyor. Yani vatandaşımızın sadece ortaokul mezunu olması yeterli. Dolayısıyla ortaokul mezunu olan yaşı 25, 30, 40 tüm yaştan vatandaşlarımız… Bu aynı zamanda kadınlarımızın istihdamı açısından da çok önemli bir işlev görüyor, onlar için cazip bir model teşkil ediyor. Bir de zaman sınırlaması yok, istedikleri anda mesleki eğitim merkezleri ile temasa geçerek rahat bir şekilde gerekli işletmeleri bularak meslek eğitim merkezlerine kayıt yaptırabilirler. Bu anlamda da çok esnek bir modele sahip.” diye konuştu.

Kaynak: TRT Haber

Okumaya Devam Edin
Yorum yapmak için tıklayın

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eğitim

5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90’a Yükseldi

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfının açılmasıyla 5 yaş grubunda okullaşma oranının, yüzde 78’den yüzde 90’a çıktığını bildirdi.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90'a Yükseldi

Ankara

Bakan Özer, yazılı açıklamasında, 81 ilin tamamında okul öncesi eğitime erişimi kolaylaştırmak için yoğun çaba sarf ettiklerini ifade etti.

Eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için okul öncesinde eğitime erişimi yaygınlaştırmak istediklerini vurgulayan Özer, bu kapsamda bu yılın sonuna kadar 3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni ana sınıfı açılması için gerekli planlamaları yaptıklarını belirtti.

Bakan Özer, şu bilgileri paylaştı:

“Projeyi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himaye ve destekleriyle başlattık ve yürütüyoruz. İlk adım olarak İstanbul’da her biri 12 derslikli 100 yeni anaokulunun yapımını başlattık. İstanbul’a 2022 sonuna kadar 1000 yeni anaokulu yapacağız. 2022 sonuna kadar proje başlangıcında 3 yaş grubunda yüzde 14 olan okullaşma oranını yüzde 50’ye; 4 yaş grubunda yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70’e ve 5 yaş grubunda yüzde 78 olan okullaşma oranını da yüzde 100’e çıkartmayı hedefliyoruz. Bu hedefe yönelik planlama başarılı şekilde işliyor. 5 yaş grubunda Şubat 2022 için koyduğumuz hedefe 2021 sonu itibarıyla ulaştık. 5 yaş grubundaki çocuklarımızın yüzde 90’ı okul öncesi eğitime devam ediyor.”

1632 anaokulu yapımı için çalışmalar devam ediyor

Bakan Özer, 3 bin yeni anaokulu, 40 bin yeni ana sınıfı açmak ve 3-5 yaş grubundaki okullaşma hedeflerine ulaşmak için tüm planlamaları yaptıklarını bildirdi.

“Bu kapsamda 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfını hizmete aldık ve öğrencilerimiz, eğitimlerine başladılar.” bilgisini paylaşan Özer, 214 yeni anaokulunun ise ihalesinin tamamlandığını, arsaları belirlenen 1095 yeni anaokulunu da yatırım programına aldıklarını belirtti.

Bakan Özer, şunları kaydetti:

“Şu anda 1368 anaokulu ile ilgili süreç başarılı bir şekilde ilerliyor. 3 bin yeni anaokulu hedefimiz için geriye kalan 1632 anaokulunun yapılacağı il ve ilçeler belirlendi. Anaokullarının yapılacağı yerler ve arsa belirleme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bu çalışmaları da kısa sürede tamamlayacağız. Böylece, diğer eğitim kademelerinde nasıl OECD ortalamasına ulaşmışsak okul öncesinde okullaşma oranında da çok önemli bir artış sağlayarak OECD ortalamasına yaklaşmış olacağız. Sürece katkı veren tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Eğitim

Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor

Lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programı Erzurum Diploması Akademisi’nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor
Erzurum

Erzurum Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle başlatılan, lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programında 6 yıldır hizmet veren Erzurum Diploması Akademisi‘nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.

Atatürk Üniversitesi Mavi Salon’da düzenlenen akademinin 6’ncı yıl 5’nci programı çerçevesinde, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Hakkı Uygur ve heyeti, öğrencilerine “Yeniden Asya ve İran” dersi verdi.

Uluslararası Rabia Platformu Başkanı Cihangir İşbilir, programın açılışında yaptığı konuşmada, kuruluşundan bu yana 6 yıllık zengin geçmişiyle akademinin başta üniversite gençleri olmak üzere lise düzeyindeki öğrencilerin de geliştirilmesini hedefleyen uzun süreli akademi programı olduğunu söyledi.

Doğru kişilere, konunun taleplisine, meraklısına, Anadolu coğrafyasının yetenekli, kabiliyetli çocuklarına dokunup onları sahipsiz bırakmamayı hedeflediklerini anlatan İşbilir, “Öğrencileri yabancı diller, analitik düşünce, harita ve medya okumaları konularında geliştirerek Türkiye’nin beşeri kaynağını nitelikli ve kalifiye kılmayı amaçlamaktadır. Erzurum Diplomasi Akademisi, bu amaç doğrultusunda gençlerin okuma, rapor yazma, sunum yapma, bölgesel ve spesifik çalışmalarda geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.” dedi.

İşbilir, çalışmaların insan yetiştirme üzere atölye mantığıyla kurulduğunu ve zaman zaman eğitimlere uzman konuklar davet edildiğini aktardı.

Asya, Güneykafkasya bölgesi, İran ve Rusya gibi ülkelere de coğrafi anlamda yakın bir konumda bulunan Erzurum’un bu bölgelere yönelik çalışmalarda önemli potansiyel olduğunu vurgulayan İşbilir, şunları kaydetti:

Erzurum fikri, ilmi akademi, ve entellektüel cazibe merkezi haline geliyor. Onlarca şehirden yüzlerce arkadaşımız bu akademiye geliyor. Erzurum Diplomasi Akademisi bir medeniyet projesi ve diriliş hareketidir. Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki bölgesel gelişmeleri takip etmek, söz konusu gelişmeleri anlamak adına bu tür butik ve spesifik programların ihtiyacı aşikardır. Erzurum Diplomasi Akademisi de ortaya çıkan bu stratejik boşluğun doldurulmasına bir nebze katkı sağlamak adına bu önemli oturumu gerçekleştirmektedir.”

İRAM Başkanı Uygur da gençlerle bir arada bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, bu tür toplantı ve etkinlikleri önemsediklerini ifade etti.

Erzurum Diplomasi Akademisi’ni yakından takip ettiğini anlatan Uygur, “2016 yılında kurulan İRAM, İran’la ilgili konuları, kültürünü ve farklı konuları araştırıyor. İran son 100 yıldan beri bölgede önemli ülke. Son yıllarda siyasal sahnede ise Orta Doğu’da ön plana çıkan ülke. Farklı bölgelerden 40’a yakın araştırmacımız var.” dedi.

Uygur, İRAM‘ın kurulduğundan bugüne dek binlerce sayfa bilgi ürettiğini dile getirdi.

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Genel Sekreteri Zafer Aynalı da belediye olarak Erzurum Diplomasi Akademisi’ni önemseyip katkı sağladıklarını vurguladı.

Diplomasi Akademisinin Türkiye’nin çok yönlü etkin dış politikası nedeniyle iyi insan yetiştirilmesi amacıyla kurulduğunu anlatan Aynalı, “Burada yerli milli vatanperver kardeşlerimize eğitim ve seminer vermeye çalışıyoruz. İnşallah sizler Cumhurbaşkanımızın önemli tezi olan ‘dünya 5’ten büyüktür’ü gerçekleştirecek kişiler olacaksınız. Bu tezin gerçekleşmesi için bu çalışma çok önemli. ” diye konuştu.

Akademide şimdiye kadar 800 lisans, 1500 lise öğrencisine eğitim verildiğini, Bosna Hersek, Arnavutluk ve İran gibi ülkelerde de sahne incelemesi gibi çalışmalar yapıldığını aktaran Aynalı, Erzurum Diplomasi Akademisini düşünce kuruluşu haline getirmeyi planladıklarını, İşbilir ile söz konusu eylemi hayata geçirmek için çalışacaklarını sözlerine ekledi.

Konuşmalar sonrası, “Yeniden Asya anlayışı ve İran”, “Çin’in Orta Doğu’daki ayak izleri”, “İran’ın yeniden Asya politikasının önündeki muhtemel zorluklar”, Doğu’ya bakış ve İran’ın güvenlik algılaması”, “Yakın Asya’da jeoekonomik rekabet ve İran”, “İran’ın asimetrik kabiliyetleri ve yakın asya jeopolitiğine etkisi” başlıkları altında sunumlar yapıldı.

Programa gelemeyen öğrenciler dersi “Zoom” aracılığıyla takip etti.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Eğitim

Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar

Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, okul bahçesindeki serada yetiştirdikleri süs bitkilerini kendi markalarıyla tüm Türkiye’ye sunuyor.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar

Yalova

Okul serasında ürettikleri çiçeklerle insanların mutluluklarına ortak oluyorlar

Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) “Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi” kapsamına alınan Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, öğrencilerin okul seralarında yetiştirdikleri yıllık 1,5 milyon adet süs bitkisini kendi markasıyla tüm Türkiye‘ye gönderiyor.

Mesleki Eğitimde 1000 Okul projesi içerisinde yer alan TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yakın zamanda oluşturduğu “AstarteGarden” markasıyla seralarında ürettiği birbirinden güzel ve renkli çiçekleri Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor.

Okulun modern laboratuvarlarında toprak analizi ve diğer işlemleri yapan öğrenciler, büyük bir özenle hazırladıkları tohumları daha sonra seralarda büyütüyor.

Okul, petunya, sardunya, mine, begonya, karanfil, küpe çiçeği, gazania, Bodrum papatyası, hercai menekşe, kasımpatı gibi çiçeklerin yanı sıra üretimi yapılan iç mekan ve dış mekan bitkileriyle birlikte 40’ın üzerinde çeşidi kendi markasıyla piyasaya sunuyor.

Özel günler öncesi yoğun şekilde okul seralarında süs bitkilerini büyük bir özenle hazırlayan öğrenciler, hazırladıkları çiçekleri il merkezindeki satış bölümünde insanlarla buluşturuyor.

14 Şubat Sevgililer Günü öncesi de bir birinden güzel çiçekleri hazırlayan öğrenciler, insanların yüzlerine sıcak bir gülümseme bırakacak olmanın heyecanını yaşıyor.

Okul müdürü Ercan Gökkaya, AA muhabirine, 1993 yılında Süs Bitkileri Meslek Lisesi olarak kurulan okulun, 2016 yılında yapılan yeni binasında TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak eğitime devam ettiğini hatırlattı.

Okuldaki eksiklikleri bakanlık, il müdürlüğü, hayırseverler ve yürütülen projeler kapsamında giderdiklerini anlatan Gökkaya, özellikle tarım alanına ait seralarda güzel çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.

Gökkaya, “Biri akıllı olmak üzere iki ayrı seramız var. Yaklaşık 100 öğrencimiz bu alanda eğitim görüyor. Bir şeyler üretmek öğrencilerimize keyif veriyor. Üretmek, ürettiğini daha sonra pazarlamak onlara harika duygular veriyor. Okulumuzun SÜSBİR ile yapmış olduğu istihdam garantili bir protokol var. Bu protokol kapmasında da çiçek kenti olan ilimizdeki çok sayıda firmada birçok öğrencimizi istihdam ediyoruz. Yıllık 1,5 milyon kök bitki üretiyoruz ve AstarteGarden markamızla vatandaşlarımızla buluşturuyoruz.” diye konuştu.

“Yaz kış demeden üretimimiz devam ediyor”

Yıllık üretimde öğrenci ve eğitmenlerin yoğun emeğinin bulunduğunu ve oluşturdukları markayla pazara sunduklarına dikkati çeken Gökkaya, şunları kaydetti:

“Yaş kış demeden üretimimiz devam ediyor. İç-dış mekan ve salon süs bitkisi ağırlıklı üretimimiz var. Hem öğrencilerimiz hem alan usta öğreticilerimiz daha yoğun çalışıyor. Çünkü özel günün anlamına uygun bitkiler üretmeye çalışıyorlar. Ayrıca ürettikleri ürünleri il merkezindeki uygulamalı satış noktasında pazarlıyorlar. Orada da satış yapan öğrencilerimiz var. 14 Şubat Sevgililer Günü gibi özel günlerde çocuklar oraya gitmek için heyecanlanıyorlar. Sevgililer Gününde en fazla kesme çiçek diye tabir ettiğimiz gül, karanfil, saksılı çiçekte orkide gibi çiçekler rağbet görüyor. Onları da özellikle süslüyoruz.”

Tarım alanı şefi olarak görev alan Ziraat Yüksek Mühendisi Erol Usta ise öğrencilerin 12. sınıfa geçene kadarki sürede birçok önemli bilgiye yerinde ulaşabildiğini belirterek, özellikle özel günlerde farklı bir heyecanı seralarda öğrencilerle birlikte yaşadığını söyledi.

“Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum”

Peyzaj mimarı olmak için okulu tercih ettiğini belirten 12. sınıf öğrencisi Beytullah Tütsü, aldığı eğitimle üniversite hayatında daha başarılı olacağına inandığını ifade etti.

Her işin zor tarafı olduğunu ancak severek yapınca zorun kolaylaştığını anlatan Tütsü, “Tarım bölümünde okumak çok güzel. Toprakla uğraşıyor, bitkilerle bir aradasınız ve bütün stresinizi atıyorsunuz. Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum. Çiçek, bahçe, toprakla uğraşmak isteyenlere tavsiye ederim.” diye konuştu.

Okulda henüz yeni olduğuna vurgu yapan 9. sınıf öğrencisi Zümra Betül Gündüz de şu değerlendirmede bulundu:

“Ailem bu sektörde olduğu için ben bu okula isteyerek geldim. Yeni öğrenci olduğum için birçok konuyu yeni öğrenmeye başladım. Böyle bir okulda olmaktan dolayı mutluyum. Bitkilerle iç içe olduğumuzda enerjileri bizi de etkiliyor. Çok mutlu oluyoruz. Seraya her geldiğimde çiçeklerimin fotoğraflarını çekiyorum. Çünkü ailem de çok seviyor. Çiçek zaten insanı hep mutlu eder. Bizim ürettiğimiz çiçeklerin insanları mutlu etmesi bizi daha çok mutlu ediyor. onların mutluluklarına biz de ortak oluyoruz. Bu çok güzel bir şey.”

“AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz”

Merkezdeki uygulamalı satış noktasında görev alan öğrencilerden Yağmur Kara ise insanlarla iç içe olmanın eğlenceli ve güzel olduğunu belirtti.

İşini çok severek yaptığını ve ileride benzer bir iş yeri kurmayı hedeflediğine değinen Kara, “Bitkiyi ürettiğiniz zaman büyümüş halini görünce daha da güzel hissediyorsunuz. Bunu birde insanlara sergilediğimizde de çok beğenilmesi bizi ayrı bir mutlu ediyor. Ürettiğimiz bitkilerin patentini aldığımız AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz. Okuduğum okulun bir markasının olması beni gururlandırıyor. Markamız herkes tarafından duyuldu, bilindi. Bu da bizi çok mutlu ediyor.” dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Popüler