YÖK, Gazi Üniversitesinin ‘Spor Eczacılığı Yüksek Lisans Programı’na Uygunluk Verdi
YÖK, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde Spor Eczacılığı Yüksek Lisans Programı açılmasına ilişkin Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinin teklifini karara bağladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde Spor Eczacılığı Yüksek Lisans Programı açılmasına ilişkin Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinin teklifini onayladı.
Yükseköğretim Yürütme Kurulu Toplantısı’nda, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde Toksikoloji Anabilim Dalı kurularak, bu anabilim dalına bağlı disiplinlerarası eğitim vermek üzere Spor Eczacılığı Tezsiz Yüksek Lisans Programı açılması konusundaki teklif ele alındı.
Kurulun incelemesi sonucu verilen uygunluğa göre, Lisansüstü Eğitim-Öğretim Enstitülerinin Teşkilat ve İşleyiş Yönetmeliği kapsamında Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde Spor Eczacılığı Yüksek Lisans Programı açıldı.
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, spor eczacılığı alanında tezsiz yüksek lisans programı için yaklaşık 4 yıldır çalıştıklarını anlattı.
Bu konuda YÖK’e sundukları tekliflerinin uygun görüldüğünü belirten Orhan, akademik programı bir süre tezsiz sürdüreceklerini, daha sonra da tezli program önerisinde bulunabileceklerini ifade etti.
Söz konusu akademik program için meslektaşlarından da taleplerin geldiğini dile getiren Orhan, “Spor eczacılığı, aslında yeni bir alan. Bu, dünyada da ilk akademik program oldu. YÖK’ün muadil programı olmadığı için tereddüt yaşar mı diye bir çekincemiz vardı. Fakat YÖK’e de bu konuda teşekkür ediyoruz, talebimiz karşılık buldu. Meslektaşlarımız açısından, fakültemiz ve üniversitemiz açısından, dünyada da ilk akademik programı teşkil etmesi açısından spor eczacılığının açılması önemli diye düşünüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Yeni istihdam alanı
Prof. Dr. Orhan, Türkiye’de 50’den fazla üniversitede eczacılık programının bulunduğunu, yılda da 4 bin eczacının mezun olduğunu aktardı.
Bu mezunların, eczane eczacılığı, ilaç endüstrisi gibi istihdam alanları dışında da yer bulabilmesi konusunda YÖK’ün çalışma yapılması talebinin olduğunu aktaran Orhan, başkanlığını yaptığı Eczacılık Dekanları Konseyi’nde de bunun ele alındığını söyledi.
Yeni istihdam alanlarına ilişkin çalışmalar yaptıklarını, birçok alan belirlediklerini belirten Orhan, şunları kaydetti:
“Spor eczacılığı da şu anda istihdama yönelik akademik bir çalışma oldu. Şu anda tabii ki ‘spor eczacısı’ diye devlette bir kadro tanımlaması yok. Ama biz mezun verdikçe bu alanın açılacağını düşünüyoruz. Bu program boyunca, kulüp takımları veya belki de milli takımlar boyutunda eczacılarımızın, en azından staj yaparak veya mezun olduktan sonra buralarda çalışmalarına izin verilerek ne kadar faydalı olduklarının görüleceğini düşünüyoruz. Hem sporcuların sağlığı açısından hem de meslektaşlarımızın bu anlamdaki bilgilerini aktarmaları açısından her iki taraf için de bu programın kazan kazan ilkesine uygun olacağını düşünüyoruz.”
“Sporcular için bilinçsiz ürün ve ilaç kullanımının önüne geçilebilecek”
Sporcuların kullandığı takviye edici gıdalar ya da besin desteklerinin tıbbi ürünler olduğuna dikkati çeken Orhan, bu ürünlerin bir sağlık profesyoneli danışmanlığında satılmasının hem sporcular için hem de bunları kullanmak isteyen vatandaşlar için önem arz ettiğini söyledi.
Ağır antrenman programları boyunca sporcuların söz konusu ürünleri bilinçli kullanması gerektiğini de belirten Orhan, şöyle konuştu:
“İlaç etken maddeleri farkında olmadan bilinçsiz şekilde kullanıldığında doping etkisi yapabiliyor. Bu da aslında kasıt olmadığı halde herhangi bir sporcumuzun dopingli sayılmasına sebep olabiliyor. Doping sayılmasa bile herhangi bir şekilde sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Bu tarz durumların önüne geçmek için biz hem milli takımlar da hem kulüp takımlarında hatta amatör takımlarda bir spor eczacısının bulunmasının çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Hem ekonomiye katkı olacak hem sporcu sağlığına katkı olacak. Böylece sporcular için bilinçsiz ürün ve ilaç kullanımının önüne geçilecek. Bu konuda eczacılar çok ayrıntılı bir eğitim alıyorlar. Şimdi biz bu eğitimi daha üst noktaya, yüksek lisans seviyesine taşıyoruz.”
“Eylülde kontenjan ilan edip öğrenci almaya başlayacağız”
Spor Eczacılığı Yüksek Lisans Programının sadece eczacılık fakültesi mezunlarına açık olacağını bildiren Orhan, “Programımızın içinde yer alan derslerin bazıları, farklı fakültelerden öğretim üyeleri tarafından verilecek. Bu program, üniversitemizin Spor Bilimleri Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Eczacılık Fakültesinin iş birliğiyle oluşturuldu. Sanıyorum eylülde kontenjan ilan edip öğrenci almaya başlayacağız.” dedi.
Prof. Dr. Orhan, programa ilk etapta 15-20 arasında öğrenci kabul etmeyi hedeflediklerini de sözlerine ekledi.
5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90’a Yükseldi
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfının açılmasıyla 5 yaş grubunda okullaşma oranının, yüzde 78’den yüzde 90’a çıktığını bildirdi.
5 Yaş Grubunda Okullaşma Oranı Yüzde 90'a Yükseldi
Ankara
Bakan Özer, yazılı açıklamasında, 81 ilin tamamında okul öncesi eğitime erişimi kolaylaştırmak için yoğun çaba sarf ettiklerini ifade etti.
Eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için okul öncesinde eğitime erişimi yaygınlaştırmak istediklerini vurgulayan Özer, bu kapsamda bu yılın sonuna kadar 3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni ana sınıfı açılması için gerekli planlamaları yaptıklarını belirtti.
Bakan Özer, şu bilgileri paylaştı:
“Projeyi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himaye ve destekleriyle başlattık ve yürütüyoruz. İlk adım olarak İstanbul’da her biri 12 derslikli 100 yeni anaokulunun yapımını başlattık. İstanbul’a 2022 sonuna kadar 1000 yeni anaokulu yapacağız. 2022 sonuna kadar proje başlangıcında 3 yaş grubunda yüzde 14 olan okullaşma oranını yüzde 50’ye; 4 yaş grubunda yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70’e ve 5 yaş grubunda yüzde 78 olan okullaşma oranını da yüzde 100’e çıkartmayı hedefliyoruz. Bu hedefe yönelik planlama başarılı şekilde işliyor. 5 yaş grubunda Şubat 2022 için koyduğumuz hedefe 2021 sonu itibarıyla ulaştık. 5 yaş grubundaki çocuklarımızın yüzde 90’ı okul öncesi eğitime devam ediyor.”
1632 anaokulu yapımı için çalışmalar devam ediyor
Bakan Özer, 3 bin yeni anaokulu, 40 bin yeni ana sınıfı açmak ve 3-5 yaş grubundaki okullaşma hedeflerine ulaşmak için tüm planlamaları yaptıklarını bildirdi.
“Bu kapsamda 59 yeni anaokulu ve 6 bin 950 yeni ana sınıfını hizmete aldık ve öğrencilerimiz, eğitimlerine başladılar.” bilgisini paylaşan Özer, 214 yeni anaokulunun ise ihalesinin tamamlandığını, arsaları belirlenen 1095 yeni anaokulunu da yatırım programına aldıklarını belirtti.
Bakan Özer, şunları kaydetti:
“Şu anda 1368 anaokulu ile ilgili süreç başarılı bir şekilde ilerliyor. 3 bin yeni anaokulu hedefimiz için geriye kalan 1632 anaokulunun yapılacağı il ve ilçeler belirlendi. Anaokullarının yapılacağı yerler ve arsa belirleme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bu çalışmaları da kısa sürede tamamlayacağız. Böylece, diğer eğitim kademelerinde nasıl OECD ortalamasına ulaşmışsak okul öncesinde okullaşma oranında da çok önemli bir artış sağlayarak OECD ortalamasına yaklaşmış olacağız. Sürece katkı veren tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”
Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor
Lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programı Erzurum Diploması Akademisi’nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.
Erzurum Diplomasi Akademisi 6. Yılında Faaliyetlerine Devam Ediyor
Erzurum
Erzurum Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle başlatılan, lise, üniversite ile lisans üstü öğrencilerine yönelik eğitim ve kariyer programında 6 yıldır hizmet veren Erzurum Diploması Akademisi‘nde, “Yeniden Asya ve İran” dersiyle eğitim programına devam edildi.
Atatürk Üniversitesi Mavi Salon’da düzenlenen akademinin 6’ncı yıl 5’nci programı çerçevesinde, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Hakkı Uygur ve heyeti, öğrencilerine “Yeniden Asya ve İran” dersi verdi.
Uluslararası Rabia Platformu Başkanı Cihangir İşbilir, programın açılışında yaptığı konuşmada, kuruluşundan bu yana 6 yıllık zengin geçmişiyle akademinin başta üniversite gençleri olmak üzere lise düzeyindeki öğrencilerin de geliştirilmesini hedefleyen uzun süreli akademi programı olduğunu söyledi.
Doğru kişilere, konunun taleplisine, meraklısına, Anadolu coğrafyasının yetenekli, kabiliyetli çocuklarına dokunup onları sahipsiz bırakmamayı hedeflediklerini anlatan İşbilir, “Öğrencileri yabancı diller, analitik düşünce, harita ve medya okumaları konularında geliştirerek Türkiye’nin beşeri kaynağını nitelikli ve kalifiye kılmayı amaçlamaktadır. Erzurum Diplomasi Akademisi, bu amaç doğrultusunda gençlerin okuma, rapor yazma, sunum yapma, bölgesel ve spesifik çalışmalarda geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.” dedi.
İşbilir, çalışmaların insan yetiştirme üzere atölye mantığıyla kurulduğunu ve zaman zaman eğitimlere uzman konuklar davet edildiğini aktardı.
Asya, Güneykafkasya bölgesi, İran ve Rusya gibi ülkelere de coğrafi anlamda yakın bir konumda bulunan Erzurum’un bu bölgelere yönelik çalışmalarda önemli potansiyel olduğunu vurgulayan İşbilir, şunları kaydetti:
“Erzurum fikri, ilmi akademi, ve entellektüel cazibe merkezi haline geliyor. Onlarca şehirden yüzlerce arkadaşımız bu akademiye geliyor. Erzurum Diplomasi Akademisi bir medeniyet projesi ve diriliş hareketidir. Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki bölgesel gelişmeleri takip etmek, söz konusu gelişmeleri anlamak adına bu tür butik ve spesifik programların ihtiyacı aşikardır. Erzurum Diplomasi Akademisi de ortaya çıkan bu stratejik boşluğun doldurulmasına bir nebze katkı sağlamak adına bu önemli oturumu gerçekleştirmektedir.”
İRAM Başkanı Uygur da gençlerle bir arada bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, bu tür toplantı ve etkinlikleri önemsediklerini ifade etti.
Erzurum Diplomasi Akademisi’ni yakından takip ettiğini anlatan Uygur, “2016 yılında kurulan İRAM, İran’la ilgili konuları, kültürünü ve farklı konuları araştırıyor. İran son 100 yıldan beri bölgede önemli ülke. Son yıllarda siyasal sahnede ise Orta Doğu’da ön plana çıkan ülke. Farklı bölgelerden 40’a yakın araştırmacımız var.” dedi.
Uygur, İRAM‘ın kurulduğundan bugüne dek binlerce sayfa bilgi ürettiğini dile getirdi.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Genel Sekreteri Zafer Aynalı da belediye olarak Erzurum Diplomasi Akademisi’ni önemseyip katkı sağladıklarını vurguladı.
Diplomasi Akademisinin Türkiye’nin çok yönlü etkin dış politikası nedeniyle iyi insan yetiştirilmesi amacıyla kurulduğunu anlatan Aynalı, “Burada yerli milli vatanperver kardeşlerimize eğitim ve seminer vermeye çalışıyoruz. İnşallah sizler Cumhurbaşkanımızın önemli tezi olan ‘dünya 5’ten büyüktür’ü gerçekleştirecek kişiler olacaksınız. Bu tezin gerçekleşmesi için bu çalışma çok önemli. ” diye konuştu.
Akademide şimdiye kadar 800 lisans, 1500 lise öğrencisine eğitim verildiğini, Bosna Hersek, Arnavutluk ve İran gibi ülkelerde de sahne incelemesi gibi çalışmalar yapıldığını aktaran Aynalı, Erzurum Diplomasi Akademisini düşünce kuruluşu haline getirmeyi planladıklarını, İşbilir ile söz konusu eylemi hayata geçirmek için çalışacaklarını sözlerine ekledi.
Konuşmalar sonrası, “Yeniden Asya anlayışı ve İran”, “Çin’in Orta Doğu’daki ayak izleri”, “İran’ın yeniden Asya politikasının önündeki muhtemel zorluklar”, Doğu’ya bakış ve İran’ın güvenlik algılaması”, “Yakın Asya’da jeoekonomik rekabet ve İran”, “İran’ın asimetrik kabiliyetleri ve yakın asya jeopolitiğine etkisi” başlıkları altında sunumlar yapıldı.
Programa gelemeyen öğrenciler dersi “Zoom” aracılığıyla takip etti.
Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar
Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, okul bahçesindeki serada yetiştirdikleri süs bitkilerini kendi markalarıyla tüm Türkiye’ye sunuyor.
Okul Serasında Ürettikleri Çiçeklerle İnsanların Mutluluklarına Ortak Oluyorlar
Yalova
Okul serasında ürettikleri çiçeklerle insanların mutluluklarına ortak oluyorlar
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) “Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi” kapsamına alınan Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, öğrencilerin okul seralarında yetiştirdikleri yıllık 1,5 milyon adet süs bitkisini kendi markasıyla tüm Türkiye‘ye gönderiyor.
Mesleki Eğitimde 1000 Okul projesi içerisinde yer alan TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yakın zamanda oluşturduğu “AstarteGarden” markasıyla seralarında ürettiği birbirinden güzel ve renkli çiçekleri Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor.
Okulun modern laboratuvarlarında toprak analizi ve diğer işlemleri yapan öğrenciler, büyük bir özenle hazırladıkları tohumları daha sonra seralarda büyütüyor.
Okul, petunya, sardunya, mine, begonya, karanfil, küpe çiçeği, gazania, Bodrum papatyası, hercai menekşe, kasımpatı gibi çiçeklerin yanı sıra üretimi yapılan iç mekan ve dış mekan bitkileriyle birlikte 40’ın üzerinde çeşidi kendi markasıyla piyasaya sunuyor.
Özel günler öncesi yoğun şekilde okul seralarında süs bitkilerini büyük bir özenle hazırlayan öğrenciler, hazırladıkları çiçekleri il merkezindeki satış bölümünde insanlarla buluşturuyor.
14 Şubat Sevgililer Günü öncesi de bir birinden güzel çiçekleri hazırlayan öğrenciler, insanların yüzlerine sıcak bir gülümseme bırakacak olmanın heyecanını yaşıyor.
Okul müdürü Ercan Gökkaya, AA muhabirine, 1993 yılında Süs Bitkileri Meslek Lisesi olarak kurulan okulun, 2016 yılında yapılan yeni binasında TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak eğitime devam ettiğini hatırlattı.
Okuldaki eksiklikleri bakanlık, il müdürlüğü, hayırseverler ve yürütülen projeler kapsamında giderdiklerini anlatan Gökkaya, özellikle tarım alanına ait seralarda güzel çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.
Gökkaya, “Biri akıllı olmak üzere iki ayrı seramız var. Yaklaşık 100 öğrencimiz bu alanda eğitim görüyor. Bir şeyler üretmek öğrencilerimize keyif veriyor. Üretmek, ürettiğini daha sonra pazarlamak onlara harika duygular veriyor. Okulumuzun SÜSBİR ile yapmış olduğu istihdam garantili bir protokol var. Bu protokol kapmasında da çiçek kenti olan ilimizdeki çok sayıda firmada birçok öğrencimizi istihdam ediyoruz. Yıllık 1,5 milyon kök bitki üretiyoruz ve AstarteGarden markamızla vatandaşlarımızla buluşturuyoruz.” diye konuştu.
“Yaz kış demeden üretimimiz devam ediyor”
Yıllık üretimde öğrenci ve eğitmenlerin yoğun emeğinin bulunduğunu ve oluşturdukları markayla pazara sunduklarına dikkati çeken Gökkaya, şunları kaydetti:
“Yaş kış demeden üretimimiz devam ediyor. İç-dış mekan ve salon süs bitkisi ağırlıklı üretimimiz var. Hem öğrencilerimiz hem alan usta öğreticilerimiz daha yoğun çalışıyor. Çünkü özel günün anlamına uygun bitkiler üretmeye çalışıyorlar. Ayrıca ürettikleri ürünleri il merkezindeki uygulamalı satış noktasında pazarlıyorlar. Orada da satış yapan öğrencilerimiz var. 14 Şubat Sevgililer Günü gibi özel günlerde çocuklar oraya gitmek için heyecanlanıyorlar. Sevgililer Gününde en fazla kesme çiçek diye tabir ettiğimiz gül, karanfil, saksılı çiçekte orkide gibi çiçekler rağbet görüyor. Onları da özellikle süslüyoruz.”
Tarım alanı şefi olarak görev alan Ziraat Yüksek Mühendisi Erol Usta ise öğrencilerin 12. sınıfa geçene kadarki sürede birçok önemli bilgiye yerinde ulaşabildiğini belirterek, özellikle özel günlerde farklı bir heyecanı seralarda öğrencilerle birlikte yaşadığını söyledi.
“Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum”
Peyzaj mimarı olmak için okulu tercih ettiğini belirten 12. sınıf öğrencisi Beytullah Tütsü, aldığı eğitimle üniversite hayatında daha başarılı olacağına inandığını ifade etti.
Her işin zor tarafı olduğunu ancak severek yapınca zorun kolaylaştığını anlatan Tütsü, “Tarım bölümünde okumak çok güzel. Toprakla uğraşıyor, bitkilerle bir aradasınız ve bütün stresinizi atıyorsunuz. Tarım bölümü severek geldim ve iyi ki de gelmişim diyorum. Çiçek, bahçe, toprakla uğraşmak isteyenlere tavsiye ederim.” diye konuştu.
Okulda henüz yeni olduğuna vurgu yapan 9. sınıf öğrencisi Zümra Betül Gündüz de şu değerlendirmede bulundu:
“Ailem bu sektörde olduğu için ben bu okula isteyerek geldim. Yeni öğrenci olduğum için birçok konuyu yeni öğrenmeye başladım. Böyle bir okulda olmaktan dolayı mutluyum. Bitkilerle iç içe olduğumuzda enerjileri bizi de etkiliyor. Çok mutlu oluyoruz. Seraya her geldiğimde çiçeklerimin fotoğraflarını çekiyorum. Çünkü ailem de çok seviyor. Çiçek zaten insanı hep mutlu eder. Bizim ürettiğimiz çiçeklerin insanları mutlu etmesi bizi daha çok mutlu ediyor. onların mutluluklarına biz de ortak oluyoruz. Bu çok güzel bir şey.”
“AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz”
Merkezdeki uygulamalı satış noktasında görev alan öğrencilerden Yağmur Kara ise insanlarla iç içe olmanın eğlenceli ve güzel olduğunu belirtti.
İşini çok severek yaptığını ve ileride benzer bir iş yeri kurmayı hedeflediğine değinen Kara, “Bitkiyi ürettiğiniz zaman büyümüş halini görünce daha da güzel hissediyorsunuz. Bunu birde insanlara sergilediğimizde de çok beğenilmesi bizi ayrı bir mutlu ediyor. Ürettiğimiz bitkilerin patentini aldığımız AstarteGarden markasıyla ilimiz ve tüm Türkiye’de satıyoruz. Okuduğum okulun bir markasının olması beni gururlandırıyor. Markamız herkes tarafından duyuldu, bilindi. Bu da bizi çok mutlu ediyor.” dedi.