Bizimle iletişime geçin Email: info@conthealthme.com

Ebeveyn

Yenilikçi Materyal Yarışması’na 4 Binden Fazla Başvuru Yapıldı

Yayınlandı:

, Tarih:

stanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği Ulusal Öğretmenler Arası Yenilikçi Öğretim Materyalleri Tasarım Yarışması’na 4 bin 681 başvuru yapıldı.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından öğretim sürecinde merakı, yaratıcılığı, azmi ve sabrı yansıtan yenilikçi materyal kullanımının teşvik edilmesi amacıyla düzenlenen Ulusal Öğretmenler Arası Yenilikçi Öğretim Materyalleri Tasarım Yarışması’na 78 ilden 4 bin 681 başvuru gerçekleşti.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2023 Eğitim Vizyon Belgesi kapsamında öğretmenlerin yenilikçi öğretim materyalleri tasarlayarak, öğretim süreçlerinde kullanmaları hedefiyle Ulusal Öğretmenler Arası Yenilikçi Öğretim Materyalleri Tasarım Yarışması düzenleniyor. Öğretim sürecinde merakı, yaratıcılığı azmi, sabrı yansıtan yenilikçi materyal kullanımının teşvik edilerek yaygınlaştırılması amacıyla düzenlenen yarışmaya 78 ilden 4 bin 681 başvuru olduğu aktarıldı. Yarışmaya en çok başvuru; İstanbul, Diyarbakır, Tokat ve İzmir’den yapıldı. Bu şehirleri Hatay, Mersin, Adana, Ankara ve Konya’nın izledi.

İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, yarışmanın eğitimde yenilikçi materyal tasarımının, bir yanıyla eğitimin nasıl daha iyi olabileceğini hayal etmeyi içerdiğini söyledi. Yazıcı, yarışmanın eğitim ortamlarındaki materyaller hakkında düşünmeyi sağlarken geleceğin öğrenme biçimlerini de gündeme dahil edeceğini belirtti. Yarışmanın gelecek odaklı çıtasıyla, eğitim ortamlarının yenilenmesini de kapsadığını anlatan Yazıcı, şunları söyledi:
“Yenilikçi öğretim materyal tasarımının Türkiye geneline yaygınlaştırılmasıyla ilgili özel bir strateji izledik. Yarışmamızın, eğitim materyali tasarımını bütünlüklü olarak ele almak bakımından büyük bir imkan sunacağına inanıyoruz. Ulusal Öğretmenler Arası Yenilikçi Öğretim Materyalleri Tasarım Yarışmamız, eğitim materyallerin nasıl farklı olabileceği sorusunun cevabını hep beraber aramamız için bulunmaz bir imkân. Okullarda öğretmenlerimiz iyi tasarlanmış materyallerin sağladığı olanakları öğrenme sürecinde kullanabilecek. Böylece öğrencilerin öğrenmeleri desteklenmiş olacak. Ayrıca onların öğrenme kanalları çeşitlenecek, bilgiye ulaşmaları, tecrübe etmeleri sağlanarak merak ve ihtiyaçlarını gidermeleri, yaratıcılıklarını kullanabilmeleri, kendi fikirlerini ve ürünlerini geliştirebilmeleri mümkün hale gelecek.

Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ortaöğretim ve dijital materyal kategorisi olmak üzere beş kategorideki projelerin kabul edildiği yarışmanın değerlendirme ve ödül töreni, 2 Mayıs’ta yapılacak. Her kategoriden dereceye giren ilk üç, toplamda ise 15 materyal ödüllendirilecek.”

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/egitim/yenilikci-materyal-yarismasina-4-binden-fazla-basvuru-yapildi-41184929

Eğitimden Haber, eğitim camiasının en yeni ve modern haber kanalıdır. Eğitim hakkında tüm gelişmeler egitimden.com'da. Takipte kalın!

Okumaya Devam Edin
Yorum yapmak için tıklayın

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ebeveyn

Özel Okul Seçerken 10 Kriter

Özel okul seçiminde ücret, veliler için çok önemli ama bu seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken başka önemli kriterler de var. TÖZOK Başkanı Zafer Öztürk ve Eğitim Uzmanı Cihan Yeşilyurt, velilere özel okul seçiminde dikkat etmeleri gereken önemli noktaları anlattı

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Özel Okul Seçerken 10 Kriter

Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk, “Velinin kendi imkân ve talebi doğrultusunda hangi özel okula kayıt yaptıracağı kişisel tercihidir. Ancak kayıt yaptırılacak okulda, bazı konularda bilgi edinerek karar verilmesi velilerimizin yararına olacaktır” diyerek Özel Okul seçiminde velilerin sorması gereken soruları şöyle sıralıyor:

1) Okul, kalıcılık ve tecrübe açısından yeterli eğitim birikimine sahip mi? Öğrenci okul öncesinden başlayıp lise öğretiminin sonuna kadar farklı program seçenekleri ile aynı kurumda öğrenimine devam edebilecek mi?

2) Toplam kalite anlayışı okulun eğitim-öğretim ve yan hizmetlerinde etkin olarak hissediliyor mu? Hizmetlerin yürütülmesinde yönetici, öğretmen, veli, öğrenci görüşleri de alınıyor mu?

3) Okulun öğrencileri, öğretmenleri, velileri ve çalışanları arasında iyi bir iletişim var mı? Öğrenciler ve mezunlar, kendilerini okul ailesinin parçası olarak görebiliyorlar mı?

4) Yönetici, öğretmen ve çalışanlar için düzenli hizmet içi eğitimler sağlanıyor mu?

5) Okul öncesi döneminden başlayarak lise öğretiminin sonuna kadar planlanmış ve uluslararası alanda kullanılan geçerli tekniklerin uygulandığı bir program ile öğrencilere yabancı dil öğretiliyor mu? İkinci yabancı dil eğitimi ciddiye alınıyor mu?

6) Derslikler en fazla 24-28 öğrenci alacak şekilde planlanmış mı? Her öğrenciye bir bilgisayarın düştüğü, araştırma ve bilgiye ulaşma kullanımlarına açık, güvenli ve yüksek hızlı internet bağlantısı olan bilgisayar ortamları mevcut mu? Okulun teknolojik altyapısı uzaktan öğretim süreçlerine uygun hale getirilmiş mi?

7) Sınıf içi öğrenme, konu tarama testleri ile kontrol edilip, yeterince öğrenilmeyen konular tekrarlanıyor mu? Gerektiğinde (etüt faaliyetleri dışında) hafta içi ve hafta sonunda ücretsiz kurslarla öğrencilerin eksikleri tamamlanıyor mu? Tam donanımlı laboratuvarlar mevcut mu? Laboratuvarlar aktif kullanılıyor mu?

8) Sosyal aktiviteler yeteri kadar çeşitli ve ücretsiz mi? Sosyal etkinlikler ve ekstra spor çalışmaları için uygun alanlar sağlanmış mı? Bu etkinlikler ücretsiz olarak sunuluyor mu?

9) Okula ulaşımın Trafik açısından güvenliği, kolaylığı, öğrenciye sağlayacağı zaman kazancı veya kaybı ne olacaktır?

10) Okulun, yeni kayıtta veya kayıt yenilemelerde veli ile yaptığı “Öğrenci Kayıt Sözleşmesi” şartları dışında veliden talebi veya zorlaması var mı?

Eğitim Uzmanı ve Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt ise özel okul seçiminde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:

– Öğretmen kadrosu: Okulu okul yapan öğretmendir. Dolayısıyla okuldaki öğretmenlerin ne kadar deneyimli olduğu, kaç yıldır aynı yerde çalıştıkları okul seçiminde en önemli kriterlerden biri olmalıdır.

– Yabancı dil eğitimi: Yabancı dili öğretecek öğretmen kadrosu nasıl? Yurt dışından getirilen öğretmenler var mı? Öğretim metotları neler? Teknoloji nasıl kullanılıyor? gibi sorular mutlaka okul yönetimine sorulmalı.

– Sosyal ve sportif etkinlikler: Öğrenciler bir kulüp faaliyetinde bulunuyorlar mı? Bir müzik enstrümanı çalıyorlar mı? Spor takımları ne durumda? Ulusal ya da uluslar arası yarışmalarda alınan ödüller var mı? Bunlar da önemli kriterler.

– Fiziksel ortam: Sınıfların büyüklüğü, kaç öğrenci olduğu, laboratuvar imkânları, açık alanlar incelenmeli.

– Merkezi sınavlara hazırlık: Liselere Giriş Sınavı (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) hazırlıkla ilgili okulda yapılan herhangi bir çalışma var mı? 

– Okulun ücreti: Ailelerin okula ödeyecekleri ücreti de çok iyi araştırmaları gerekiyor. Yemek, servis, kıyafet, kitap gibi yan ödemeleri de maliyetin içine koymalılar. Ayrıca her yıl yapılan zammın ne kadar olacağını mutlaka sormalılar.

Aile iletişimi: Okul ve ailenin işbirliği başarı açısından önemlidir. Okulun rehberlik ve psikolojik danışmanlık çalışmaları mutlaka araştırılmalı.

Kaynak: Hürriyet

Okumaya Devam Edin

Ebeveyn

MEB, Okul Kütüphanelerindeki Kitap Sayısını 100 Milyona Çıkarmayı Hedefliyor

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yıl sonuna kadar okul kütüphanelerindeki kitap sayısının 100 milyona çıkarılmasının hedeflendiğini duyurdu.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

MEB, Okul Kütüphanelerindeki Kitap Sayısını 100 Milyona Çıkarmayı Hedefliyor

Ankara

Bakanlıktan yapılan açıklamada, MEB‘in okullar arası imkan farklılıklarını azaltmak için 26 Ekim 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın eşi Emine Erdoğan‘ın himayesinde başlattığı ve 31 Aralık 2021’de tamamlanan “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” projesi kapsamında 16 bin 361 okula yeni kütüphane yapıldığı belirtildi.

Yeni kütüphanelerin yapımıyla tüm okullardaki kitap sayısının artmaya başladığı ifade edilen açıklamada, projeden önce kütüphanelerde 28 milyon 677 bin 694 olan kitap sayısının, yeni kütüphanelerin yapılması ve mevcut kütüphanelerin kitap açısından zenginleştirilmesiyle 41 milyon 770 bin 132’ye yükseldiğine dikkat çekildi.

Bakanlığın bu yıl sonunda kütüphanelerdeki kitap sayısını 100 milyona çıkarmayı hedeflediği bildirilen açıklamada, proje öncesinde Türkiye’de okul kütüphanelerinde öğrenci başına 1,89 kitap düşerken bu sayının, iki ayda 2,76’ya yükseldiğine işaret edildi.

Öğrenci başına kitap sayısında Gümüşhane, Bayburt ve Ardahan önde

Açıklamada, 2021 sonu itibarıyla öğrenci başına düşen kitap sayısında 9,65 kitap ile Gümüşhane’nin birinci olduğu, ardından 9,53 kitap ile Bayburt ve 8,56 kitap ile Ardahan’ın geldiği belirtildi.

Açıklamaya göre öğrenci başına düşen kitap oranının en yüksek olduğu ilk 15 il şöyle:

“Gümüşhane 9,65, Bayburt 9,53, Ardahan 8,56, Tunceli 8,06, Artvin 6,44, Kastamonu 6,23, Nevşehir 6,09, Yozgat 5,68, Rize 5,49, Trabzon 5,46, Erzurum 5,37, Sinop 5,36, Burdur 5,34, Çankırı 5,28 ve Tokat 5,11”

“Öğrenci başına düşen kitap sayısı, 6,6’ya yükselmiş olacak”

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için ağırlık verdikleri alanlardan birinin de okullar arası imkan farklılıklarının azaltılması olduğunu belirtti.

Emine Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” projesinin iki ay gibi kısa sürede tamamladığına, böylece kütüphanesiz okul kalmadığına dikkati çeken Özer, şunları kaydetti:

“Bu proje ile okullarımızdaki kitap sayıları da önemli ölçüde arttı. Yeni yaptığımız kütüphanelerle, kütüphanelerdeki kitap sayımız 41 milyon 770 bin 132’ye yükseldi. Bu proje ile okullarımızdaki kütüphanelerde öğrenci başına düşen kitap sayısı, iki ay gibi kısa sürede 1,89’dan 2,76’ya yükseldi. 2022 yılında kitap sayımızı 100 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. Böylece öğrenci başına düşen kitap sayısı, 6,6’ya yükselmiş olacak. Süreci başarı ile yürüten tüm çalışma arkadaşlarımı, 81 ilimizde milli eğitim müdürlerinizi, ilçe müdürlerimizi, okul yöneticilerimizi ve öğretmenlerimizi kutluyorum.”

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Ebeveyn

Okul Öncesinde Okumayı Yanlış Öğrenme Çocukların Kariyer Seçimini Etkileyebilir

Bazı öğrencilerin okul öncesi dönemde öğrendikleri yanlışlar, okumada zorluk yaşamalarına neden olurken kariyer seçimini bile etkileyebiliyor.

Yayınlandı:

, Tarih:

Yayınlayan:

Okul Öncesinde Okumayı Yanlış Öğrenme Çocukların Kariyer Seçimini Etkileyebilir

İstanbul

Sınıf Öğretmenleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her çocuğun gelişimsel psiko-motor becerisi veya zihinsel gelişiminin farklı olduğunu, ilkokula başlayan öğrencilerden bazılarının okul öncesi dönemde okuma yazmayı öğrendiğini söyledi.

Bu öğrencilerden bazılarında hafif, bazılarında ciddi problemlere rastladıklarını belirten Prof. Dr. Turan, “Bunun en önemli sebebi okul öncesi eğitimde bazı anaokullarının, kreş veya özel eğitim kurumlarının ya da velilerin çocuğa okuma yazmayla ilgili ön bilgileri öğretmeye dayalı yapılan yanlışlıklar oluyor.” dedi.

“Okul öncesi eğitimde kesinlikle ilk okuma yazma öğretilmez.”

demediklerinin altını çizen Turan, şöyle konuştu:”Burada bazı kriterlerimiz var. Çocuğun öncelikle psiko-motor, kas ve zihinsel gelişiminin buna uygun olması gerekiyor. Çocuk uygun bir şekilde hazırlanmış ise bu öğretim sürecine başlanabilir velev ki okul öncesi dönemde olsun. Burada sorun, bazı okul öncesi öğretmenler veya velilerimizin yöntemi tam bilmemesinden kaynaklanıyor. Yöntemi bilmemeleri nedeniyle eski öğrendikleri, araştırmadan kendi kurgularıyla öğretmeye çalışmaları problem oluyor. Sesleri öğretirken çocuk harfleri karıştırıyor, yanlış yazıyor, yanlış hecelemeler yapıyor. Bunlar da çok ciddi problem yaratıyor.”

Prof. Dr. Mehmet Turan, ilk okuma yazma ve ses temelli cümle öğretimi konusunda bilgi sahibi, ses esaslı cümle yöntemini tam olarak bilen okul öncesi öğretmenlerinin, çocuğun da psiko-motor becerileri ve zihinsel gelişimi buna uygunsa okuma yazma öğretmelerinde bir sakınca olmadığının altını çizdi.

Çocukların okul öncesi dönemde sesleri tanıma, hissetme ve ayırt etmesinin sağlanması gerektiğini belirten Turan, şöyle devam etti:”Örneğin E sesini öğrendi, L sesini öğrendi. E ve L sesi birlikte EL hecesine veya kelimesine ulaştı. Bu aşamalı bir şekilde, yavaş yavaş, sindirecek şekilde, pekiştirmeye dayalı şekilde, çok hızlı yapmadan öğretilirse süreç olumlu olur. Ünlü harfleri öğretmede sorun yok ama L harfine ‘LE’ diyor, B harfine ‘BE’ diyor. Çocuğa diyorsun ki BEBE yaz, iki tane E harfiyle BEEBEE yazıyor. Böyle sorunlar oluyor. Bu D harfinde de geçerli. Okul öncesi öğretmenlerimizden sınıf öğretmenleri olarak ne talep ediyoruz? Çocuğun dinleme, konuşma becerileri, çocuğun kelime servetini, zihinsel sözlüğünü artırmalarını talep ediyoruz. Çünkü çocukların yeni kelimeler öğrenmeleri açısından okul öncesi eğitim çok önemli.”

“Yapılacak hatalar kariyerlerine bile ket vurabilir”

Okul öncesi öğretmenlerinden öğrencilerine öncelikle 8 ünlü harfi (A, E, İ, I, U, Ü, O, Ö) öğretmelerini isteyen Turan, bu süreçte çocukların zihinsel ve bilişsel gelişimine odaklanılmasının önemine işaret etti.

Okul öncesi çağdaki çocukların “yarış atı” gibi görülmemesini isteyen Turan, bu sürecin her çocuğun anlayabileceği ve kavrayabileceği düzeyde yürütülmesini istedi. Aksi durumda bu sürecin “akademik benlik sürecine ket vuracağını” vurgulayan Prof. Dr. Turan, şunları söyledi:”Çocuğun temel eğitimi, akademik benlik tasarımı açısından çok önemli. Dersler birbiriyle de ilişkili. Örneğin Türkçe iyi bir okur yazar olmaması, okuma yazma öğretim sürecinin verimli bir şekilde yürütülmemesi çocuğun matematik, hayat bilgisi, sosyal bilgiler derslerini kavraması, öğrenmesi ve başarısına ket vurabiliyor. Çünkü ilk okuma yazma öğretimi dersi tüm derslerin temelini teşkil ediyor.

Çocuk bir problem çözme sorusu olduğunda okuyamıyor, yanlış yazabiliyor. Ondan dolayı biz diyoruz ki bu çok hassas bir süreç. Bu sürecin yavaş, sindirecek şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bu süreçte aksaklıklar oluşursa çocukların gelecekteki akademik gelişimlerine, kariyerlerine, alışkanlıklarına, meslek seçimine bile ket vurabilir.”Prof. Dr. Mehmet Turan, okul öncesinde bazı özel kurumların okuma yazma öğretimini “reklam amacı” olarak kullandığına da dikkati çekti.”

Okul öncesinde okuma yazma öğretimi mevzuatta yok”Okul Öncesi Eğitim Kurumları ve Eğitimcileri Derneği (OKEVED) Başkanı Sefa Özdemir Yılmaz, okul öncesi eğitim kurumlarında okuma yazma öğretilmesine ilişkin bir mevzuat bulunmadığına dikkati çekti. Okul öncesinde çocuklara sadece ses çıkışlarını öğrettiklerini belirten Yılmaz, çocuklar ilkokula başladığında verilen bu eğitimin olumlu etkisinin görüldüğünü dile getirdi.Sefa Özdemir Yılmaz, okul öncesi dönemde okuma yazma öğretimi verilmeye başlamasının altında “veli talebi” geldiğinin altını çizdi.

Çocuklarının ilkokula başladıklarında okuma yazma öğrenmede sıkıntı yaşamamalarını isteyen velilerin okul öncesi kurumlarından bu anlamda talepte bulunduğunu belirten Yılmaz, “Yanlışlıklar veliden kaynaklı. Veliler anaokullarından çocuklarına okuma yazma öğretmelerini istiyorlar. Bazı okullarımız da mecbur hissediyor Halbuki böyle bir mecburiyet yok, bizim müfredatımızda bu sistem yok.” dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Okumaya Devam Edin

Popüler